Toplumsal

Mansplaining nedir? Kadınlar artık bu durumdan sıkıldı

Paylaş
mansplaining
Paylaş

Mansplaining, erkeğin kadına küçümseyici şekilde açıklama yapmasıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin iletişimdeki yansımalarından biridir.


Mansplaining, bir erkeğin genellikle karşısındaki kadına, onun zaten bildiği veya uzmanı olduğu bir konuda küçümseyici ve üstten bir tavırla açıklama yapması durumunu tanımlayan bir terimdir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin iletişim boyutundaki yansımalarından biri olan mansplaining, iş hayatında, sosyal ortamlarda ve çevrim içi platformlarda sıkça karşılaşılan bir davranış biçimidir. Kavram, hem feminizm hem de modern iletişim çalışmaları açısından önemli bir tartışma alanıdır.

MANSPLAINING NEDİR?

Mansplaining, erkeklerin kadınlara zaten bildikleri ya da uzmanı oldukları bir konuyu küçümseyici, üstten bir üslupla açıklamasını ifade eden bir kavramdır. Bu davranış, kadının bilgi seviyesini göz ardı ederek ona “öğretme” çabasıyla ortaya çıkar. Küçük görülen ev işleri gibi basit konulardan, siyaset, ekonomi ya da bilim gibi karmaşık meselelere kadar pek çok alanda karşımıza çıkabilir. Önemli olan nokta, açıklamayı yapan kişinin kadını bilgisiz, yetersiz ya da anlamaktan aciz gibi görmesidir. 

İster iş ortamında ister arkadaş sohbetlerinde olsun, mansplaining kadınların söz hakkını sınırlar, onları küçümser ve entelektüel kapasitelerini gölgeler. Bu nedenle, yalnızca bireysel iletişim sorunu değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretildiği bir alan olarak da değerlendirilir.

MANSPLAINING KÖKENİ 

Z kuşağı ile kullanımı artan “Mansplaining” kavramı, özellikle Rebecca Solnit’in 2008’de yayımlanan ve daha sonra 2014’te kitaplaştırılan “Men Explain Things to Me” adlı makalesiyle ilişkilendirilir. Solnit makalesinde, erkeklerin kadınların benliğini, başarısını, zekasını görmezden gelerek sürekli açıklama yapma eğiliminden bahseder. Ancak Solnit, makalesinde aslında “mansplaining” kelimesini hiç kullanmaz. Yani kavramın isimlendirilmesi Solnit’in değil, sonradan feminist çevrelerin katkısıyla ortaya çıkan bir süreçtir. Solnit, erkeklerin kadınların bilgi ve birikimlerini yok sayarak sürekli açıklama yapma eğilimini gözler önüne serdiği makalesinde yaşadığı olaylardan birini şöyle anlatır:

Bir adam Solnit’e kitaplarının konusunu sorar. Solnit son kitabından bahsederken adam sözünü keserek aynı konuda yayınlanmış “çok önemli” bir kitaptan bahsetmeye başlar. Bahsettiği bu “çok önemli” kitabın yazarının Solnit’in kendisi olduğunu, yanlarındaki arkadaşlarının birkaç defa uyarması üzerine ancak fark eder. 

Solnit makalesinde kadınların sesinin erkekler tarafından bastırılmasının bir “özgürlük ihlali” ve “güç istismarı” olduğunu vurgular. Solnit, erkeklerin kadınları sürekli susturmasının yalnızca gündelik bir kabalık değil, aynı zamanda şiddet, taciz ve cinsiyet temelli ayrımcılığı görünmez kılan bir mekanizma olduğunu savunur. Daha sonra bu olgu “mansplaining” adıyla yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmış ve toplumsal cinsiyet tartışmalarında merkezi bir kavram haline gelmiştir.

(cr: Kim Goodwin)

HANGİ DAVRANIŞLAR MANSPLAININGDİR? 

Mansplaining, genellikle karşıdakinin bilgi düzeyi göz ardı edilerek, küçümseyici, üstten bakan ya da öğretici bir tavırla ve çoğunlukla toplumsal cinsiyet rollerine dayanan üstünlük ilişkisi barındıran iletişim kavramıdır. Mansplaining’e örnek olarak kadın bir doktora, erkek birinin hastalık semptomlarını küçümseyerek açıklaması, ya da kadın bir mühendisin kendi uzmanlık alanında konuşurken, bilgisiz bir erkek meslektaşının “sana şöyle anlatayım” diye söze girmesi gösterilebilir. Bunun aksine bir konuda bilgili bir kişinin, karşısındakinin isteği üzerine küçümsemeden veya üstten konuşmadan saygılı bir şekilde bilgi paylaşması mansplaining değildir. Kim Goodwin tarafında hazırlanan yukarıdaki mansplaining chart’ı davranışları ayırma konusunda bir fikir verebilir. Yakın zamandan bir mansplaining örneğini de aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.

MANSPLAINING’İN PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL BOYUTU 

Mansplaining, yalnızca bireysel bir iletişim sorunu değil, daha derin psikolojik ve toplumsal dinamiklerin yansımasıdır. Erkeklerin kendini kanıtlama ihtiyacı, özgüven eksikliği veya onay arayışı bu davranışı tetikleyebilir. Kadınların bilgisi yok sayıldığında, erkek kendini “daha bilgili” konumuna taşıyarak kendi benlik değerini pekiştirir.

Bunun yanında, tarihteki toplumsal cinsiyet normları da mansplaining’in temelini oluşturur. Yüzyıllar boyunca kadınların bilim, politika ve kamusal alanlarda ikincil görülmesi, bilinçsiz bireylerin hala kadınları daha az yetkin varsaymasına yol açar. Bu durum, günlük sohbetlerde bile kendini gösterebilir. 

MANSPLAINING’İN DİLSEL VE KAVRAMSAL GELİŞİMİ 

“Mansplaining”, İngilizcedeki man (erkek) ve explaining (açıklamak) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Cinsiyet temelli bir davranış biçimini işaret eder ve erkeklerin kadınları bilgi bakımından yetersiz görmesi ve kendi bakış açısını tek geçerli bilgi olarak dayatmasıyla özdeşleştirilir.

KONU ÜZERİNDE AKADEMİK ÇALIŞMALAR

Mansplaining yalnızca bireysel deneyimlere değil, akademik çalışmalara da yansıyacak kadar büyük ve ciddi bir olgu. Brigham Young & Princeton Üniversitelerinde yapılan araştırmalar erkeklerin toplantılarda kadınlara göre üç kat daha fazla konuştuğunu ortaya koymuştur. Aynı çalışmada erkekler çok konuştuğunda “yetkin” görülürken, kadınların çok konuşmasının “gevezelik” olarak nitelendirildiği ortaya çıkmıştır. George Washington Üniversitesi’nde yapılan benzer bir çalışma hem kadınların hem erkeklerin başkalarının sözünü kesebildiğini; fakat konuşan kişi kadın ise bu davranışın daha sık yaşandığını göstermiştir. Aynı şekilde Northeastern Üniversitesi’nde geek kültürü üzerine yapılan bir çalışma teknoloji alanında erkeklerin teknik becerilerini özgüvenle sergilerken, kadınların başarılarını küçümsenmesi sebebiyle kendilerini “imposter” gibi hissetmeye itildiklerini ortaya koymuştur.

MANSPLAINING HAKKINDA MERAK EDİLENLER

Mansplaining, toplumsal cinsiyet odaklı iletişim sorunlarının en çok tartışılan kavramlarından biridir. Özellikle erkeklerin, kadınlara zaten bildikleri veya uzmanı oldukları bir konuda küçümseyici ve üstten bir üslupla açıklama yapmasını tanımlar. İş hayatından sosyal medyaya kadar birçok ortamda görülen bu durum, hem bireysel ilişkiler hem de toplumsal eşitlik açısından önemli etkiler yaratır. Bu yazıda, mansplaining kavramının ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, örnekleri ve yanlış anlaşılmaları ele alıyoruz.

ERBİLMİŞLİK NEDİR? 

Erbilmişlik, toplumsal cinsiyet temelli iletişim sorunlarını görünür kılan ve özellikle kadınların bilgi ve deneyimlerinin değersizleştirilmesine dikkat çeken İngilizce mansplaining kelimesinin Türkçe’ye doğrudan çevirisidir. 

MANTERRUPTING NE DEMEK?

“Manterrupting” kavramı, kadınların konuşmaları sırasında erkekler tarafından sık sık kesilmesini ifade eder. Aslında bu durum 1970’lerden itibaren akademik araştırmalara konu olmuş, özellikle kadınların iş hayatında ve kamusal alanda sözlerinin bölünme oranının erkeklere kıyasla çok daha yüksek olduğu ortaya konmuştur. Örneğin, sosyolog Candace West’in 1998’de yaptığı bir araştırma, kadın doktorların hastaları tarafından erkek doktorlara göre iki kat daha fazla kesildiğini göstermiştir. Daha güncel çalışmalarda ise erkeklerin, kadınların sözünü hem daha sık hem de daha baskın bir şekilde böldüğü gözlemlenmiştir; örneğin Kieran Snyder’ın 2014’te yaptığı inceleme, erkeklerin kadınların sözünü erkeklere kıyasla üç kat daha fazla kestiğini ortaya koymuştur.

Paylaş
Yazar:
Hazal Ekin Yılmaz -

Hazal Ekin Yılmaz, ODTÜ Yabancı Diller Eğitimi bölümünden 2023 yılında mezun oldu. Eğitimi boyunca dilin yapısı, işleyişi ve kullanımına olan ilgisi derinleşerek evrildi. Şu anda Dilbilim alanında yüksek lisans yaparken eğitim, dil ve teknoloji kesişiminde hem sorgulamaya hem de üretmeye devam ediyor.

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili içerikler
ToplumsalYeşil Yazılar

Pink Tax nedir? Kadınlar üzerindeki etkisi

Pink tax, yani “pembe vergi”, kadınlara yönelik bazı ürün ve hizmetlerde uygulanan...

Toplumsal

Genç zihinlere kurulan “estetik tuzak”

Televizyonlar, dijital platformlar ve reklamlar aracılığıyla dayatılan “ideal” vücut ölçüleri, sadece fiziksel...

Toplumsal

2025’te kadın olmak nedir?

Cinsiyete göre ayrım yapmak tabii ki doğru değil, fakat bir kadın olarak...

Toplumsal

İzmir’de neler oluyor? İzmir’de işçi grevi 6. gününde sürüyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı işçiler, ücret eşitsizliği ve düşük zam tekliflerine karşı...