Güneş’i gözlemlemek için başlatılan PUNCH görevi, kozmosun tozlu yapısını büyüleyici görüntülerle ortaya koyuyor…
Güneş, yalnızca ışık ve ısı kaynağımız değil, aynı zamanda Güneş Sistemi’ni şekillendiren güçlü bir etkendir. Bu etkinin nerede sona erdiği ise belirsiz. NASA’nın PUNCH görevi, bu sınırı anlamak için uzaya dört küçük araç gönderdi. Görev, Güneş’in dış atmosferiyle uzay tozlarının etkileşimini gözlemleyerek hem bilimsel hem görsel açıdan çarpıcı sonuçlar sunuyor.
GÜNEŞ VE ÖTESİ
Güneş’in etkisi yalnızca yüzeyiyle sınırlı değil. Güneş’in dış atmosferi olan “Korona”; uzayın derinliklerine kadar yayılıyor ve bu atmosferin dinamikleri, tüm Güneş Sistemi’ni etkileyen güneş rüzgarlarını oluşturuyor. Bu karmaşık yapıyı daha iyi anlayabilmek için NASA, dört küçük uzay aracından oluşan PUNCH (Polarimeter to Unify the Corona and Heliosphere) ya da Türkçe adıyla “Korona ve Helyosferi Birleştiren Polarimetre” görevini başlattı. Görevin ilk görüntüleri, hem görsel hem de bilimsel anlamda son derece etkileyici.

IŞIĞI ENGELLEYEREK GÖRMEK
PUNCH görevinin dar açılı görüntüleyicisi (NFI), Güneş’in parlak ışığını engelleyen özel bir cihazla korona bölgesinin görüntülerini yakalıyor. Bu yöntem sayesinde Güneş’in etrafındaki yapılar, parıltıdan arındırılmış şekilde gözlemlenebiliyor. Ancak bu teknik, Güneş’e çok yakın bakıldığında ışığın dağılmasıyla oluşan halkaları da beraberinde getiriyor.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Proba-3 projesi gibi başka görevler ise Güneş tutulmalarını taklit ederek daha net görüntüler sağlamayı hedefliyor. Güneş tutulmaları hâlâ en etkili yöntemlerden biri olsa da nadir gerçekleşmeleri nedeniyle bu tarz görevler büyük önem taşıyor.

AY’IN GİZLENMİŞ IŞILTISI
Görev sırasında çekilen bir görüntüde, yeni ay evresindeki Ay’ın karanlık yüzünün net bir şekilde görülmesi şaşırtıcıydı. Bu görüntü; Dünya’dan yansıyan ışığın Ay’ın gölgede kalan kısmını aydınlatmasıyla mümkün oldu, bu etki “Dünya parıltısı” olarak biliniyor.
Geniş açılı görüntüleyiciler (WFI’ler) ise Güneş’in ters yönüne bakarak, Güneş Sistemi düzlemindeki ince toz bulutlarını inceliyor. Bu tozlar, Güneş ışığını yansıtarak “zodyak ışığı” adı verilen hafif bir parıltı oluşturuyor. İlginçtir ki bu ışık, aynı zamanda Queen grubunun gitaristi Dr. Brian May’in doktora tez konusuydu; yıllar sonra müzikten vakit ayırıp tamamladı.
KOZMİK GÖKKUŞAĞI
En dikkat çekici görüntülerden biri, WFI-2 cihazı tarafından kaydedilen, pastel tonlardan oluşan renkli “kozmik gökkuşağı” oldu. Bu fotoğraftaki renkler gerçek değil; ışığın polarizasyon açısını ve yönünü göstermek için eklenmiş bilimsel kodlamalar. Renk tonu ışığın yönünü, doygunluk ise kutuplanmanın gücünü ifade ediyor. Örneğin, yeşilimsi bir bölge yatay yönde hafif kutuplanmışken, koyu mavi bir bölge çapraz yönde güçlü şekilde kutuplanmış olabilir.
GÜNEŞ’İN TOZLU GÖLGELERİ
PUNCH görevi, Güneş’in Korona yapılarının Güneş rüzgârına nasıl dönüştüğünü ve bu yapıların uzayda nasıl yayıldığını anlamamıza büyük katkı sağlıyor. Bu yeni veriler, Güneş Sistemi’ni daha derinlemesine anlamamızın önünü açıyor. Bilimin ışığı, bu kez Güneş’in tozlu gölgelerine ulaşıyor.
Yorum yaz