Haberler

Nermin Yıldırım “Ev” Kitap İncelemesi

Paylaş
Paylaş

Nermin Yıldırım “Ev” Kitap İncelemesi

Beğenerek ve sıkılmadan okuduğum Nermin Yıldırım’ın “Ev” kitabından bahsetmek istiyorum. Yazarın diğer kitaplarını itiraf etmek gerekirse okumadım, kendisinin kalemiyle bu kitap sayesinde tanışmış oldum. Her kitapta değil bazı kitaplar da sıklıkla yaşadığım bir durum var ki o da şu. Bir kitabı kitap raflarında, kitapçılara her gidişimde üst üste görmem. Ya da internetten gördüğüm bir kitabı o an aklımda yokken kitapçıda sadece gezinirken rastlamam. Bu durumun neresi ilginç diyebilirsiniz tabi. Fakat bence öyle değil. Böyle bir durumda o kitabın mutlaka alınıp okunması gerektiğini, kısacası o kitaba bir şekilde çekildiğinizi ve söylemek istedikleri olduğunu düşünüyorum.

Hepimiz hayatta zor zamanlardan, mücadelelerden, kırgınlıklardan, öfkelerden, değiştirmeye çalışıp değiştiremediklerimizden, istediklerimizi bazen başaramamaktan, sevdiğimiz birini kaybetmekten ve hayatın bize getirdiği çetrefilli birçok yoldan geçiyoruz. Bazen bu sorunlarla başa çıkamayacak gibi oluyoruz. Kitaplar ise zor zamanlarımızda bize adeta bir yol arkadaşı, bizi bulunduğumuz andan çekip çıkaran, farklı karakterlerin, dünyaların kapısını aralayan mucizevi bir anahtar gibi adeta.

 

Nermin Yıldırım

Kitaba dönecek olursak hem iç içe geçmiş olay örgüsünü hem de hikâyeyi sevdim. Emek verilerek ve özenilerek yazılmış bir roman. Kitabın ana karakteri Seher küçükken annesi tarafından terk edilmiş bir çocuk olarak büyüyor ve babasının yanına gitmemek için, farklı akrabalarının evinde yaşıyor. Bu sebeple ise kendini hiçbir yere, hiçbir eve tam olarak ait hissedemiyor. Ait olamama hissini o kadar içselleştiriyor ki bir fotoğraf çekildiğinde dahi; fotoğrafta hiçbir zaman kalıcı iz bırakamayacağına inanıyor. Üniversitede tanıştığı en yakın arkadaşı Kader’in başına kendi yüzünden kötü bir olay geliyor, Kader ölüyor. Seher ise geri kalan hayatı boyunca hep kendini suçluyor.

Nermin Yıldırım

Kitap bir yolculukla başlıyor. Seher ve arkadaşı Ogo Portekiz’den Santiago’ya bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolu yürüyerek sona erdirme hedefleri var. Santiago dünyanın sonu. Seher bu yolculukta bir nevi geçmişiyle de yüzleşiyor… Kitapta eleştirebileceğim tek taraf ise kitap bu kadar detaylı yazılmışken psikolog ile geçen konuşmaların kitabın bütününe nazaran daha detaysız olması.  Kitabı beğenerek okudum, yolculuk ve psikoloji konulu kitapları okumayı seviyorsanız okumanızı öneririm. Yazarın diğer kitapları ise; Misafir, Dokunmadan, Unutma Dersleri, Saklı Bahçeler Haritası, Unutma Beni Apartmanı.

 

Yazar: Özlem Kazancıoğlu

Paylaş
Yazar:
Haber Merkezi -

siyahdergi.com

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

İlgili içerikler
Kılıç dişli kedi yavrusu
Haberler

Sibirya’nın donmuş topraklarında 31 bin 800 yıllık kılıç dişli kedi yavrusu bulundu

Pleistosen Dönemi’nin şaşırtıcı kalıntıları bilim dünyasını aydınlatıyor.  Sibirya’nın soğuk çöllerinde günümüzden tam...

Haberler

Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında hayatını kaybetti

Türkiye’nin ilk kadın Sümeroloji çalışmalarını yapan Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında hayatını...

Haberler

Hayvanlar yaşlandıkça daha az sosyalleşiyor

16 farklı çalışmanın analizinden oluşan araştırma kapsamında, doğadaki yaşlanma ve sosyal ilişkiler...

Haberler

Jamie Bond’a ihtiyacımız yok!

Jenna Ortega, “Kadın karakterler için kendi serilerimizi yaratmalıyız” diyor. Jenna Ortega, kadın...