Sağ ve solun olmadığı bir dil düşünün: İşte Guugu Yimithirr böyle bir dil! Konuşanlarına olağanüstü bir yön duygusu kazandıran bu dili birlikte inceleyelim…
Avustralya’nın kuzeyinde, Guugu Yimithirr dilini konuşan bir toplulukta “sağ-sol” yerine hep kuzey-güney-doğu-batı kullanılıyor. Bu insanlar, gözleri kapalıyken bile yönlerini şaşırmadan tarif edebiliyor, çünkü konuşmaları bile dünyayla kurdukları fiziksel ilişkiye göre şekillenmiş. Dili sadece bir iletişim aracı olarak görüyorsanız, bu haber sizi yönsüz bırakabilir.
KÜRESEL DÜNYADA GÖRECELİĞİN ÖTESİNDE BİR DİL
Diller, sadece kelimelerden ibaret değildir; düşünce biçimimizi, dünyayla kurduğumuz ilişkiyi ve hatta bedenimizi nasıl konumlandırdığımızı belirler. Avustralya’da konuşulan Guugu Yimithirr dili, bize dilin düşünceyi nasıl şekillendirdiğini çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Bu dilde “sağ” ve “sol” gibi görece yönler yok. Onun yerine, her şey kuzey, güney, doğu ve batı gibi mutlak yönlerle ifade ediliyor. Bu alışılmadık yapı, Guugu Yimithirr halkına neredeyse içgüdüsel denebilecek bir yön duygusu kazandırıyor.

SAĞINIZDA DEĞİL, KUZEYİNİZDEKİ NESNE
Biz günlük konuşmalarımızda “şarj aleti sağında kalıyor” ya da “kitap çantanın arkasında” gibi ifadeler kullanırız. Oysa Guugu Yimithirr dilinde böyle cümleler, neredeyse anlamsız kalır. Çünkü bu dilde yönler “kişiye göre” değil, dünyanın coğrafi düzenine göre tanımlanır. Şarj aleti “kuzeyinde”, kitap “batısında” olur. Bu durum, konuşanların her an nerede olduklarını, çevredeki yönlerin hangisi olduğunu bilmelerini adeta zorunlu kılar. Gözlerimizi kapattığımızda bile yönümüzü bilmek gibi bir şey bu.
DİLİN KENDİ HARİTASI VAR
Bu yön temelli yapı, Batılı pusula anlayışından da biraz farklı işliyor. Guugu Yimithirr’de kullanılan yönler, klasik kuzey-doğu-güney-batı noktalarından ziyade birer “dilim” gibi işliyor. Yani yönler, doğrudan güneşin hareketlerine, kıyı şeridinin eğimine ya da rüzgârların gelişine göre şekilleniyor. Böylece dil, sadece yönü tarif etmekle kalmıyor; aynı zamanda doğayla kurulan ilişkinin de bir parçası oluyor. Her konuşma, doğayı referans alan bir yön tayini içeriyor.

YÖN DUYGUSU DİLLE GELİR Mİ?
Dilbilimciler, Guugu Yimithirr dilini özellikle bu yön temelli yapısından dolayı dikkatle inceliyor. Dile hâkim olan bu “mutlak uzamsal sistem”, yalnızca fiziksel bir yön duygusunu değil, aynı zamanda gelişmiş bir mekânsal hafızayı da zorunlu kılıyor. Konuşanlar, yaşadıkları çevrenin detaylarını –yolları, ağaçları, tepeleri– net bir şekilde hatırlamak ve bu bilgilerle yönlerini sabit tutmak zorundalar. Dil, yön duygusunu besliyor, yön duygusu ise dili sürdürüyor. Aralarındaki bu karşılıklı ilişki, dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bilişsel bir sistem olduğunu ortaya koyuyor.
TEHLİKE ALTINDAKİ BİR ZİHİN HARİTASI
Ancak bu sıra dışı dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 2021 sayımına göre, Guugu Yimithirr dilini konuşan kişi sayısı 800’ün altına düşmüş durumda. Genç kuşaklarda kullanım oranı oldukça düşük, bu yüzden dili yeniden canlandırma çalışmaları başlatılmış. Oysa bu dil sadece bir iletişim sistemi değil; aynı zamanda “gangurru” yani kanguruyu dünyaya tanıtan, doğayla iç içe bir yaşam biçimini de barındırıyor.
Guugu Yimithirr’in kaybı, yalnızca kelimelerin değil, aynı zamanda farklı bir düşünme biçiminin, yönle bütünleşmiş bir yaşam anlayışının da yok olması anlamına geliyor. Bir dili kaybetmek; sadece kelimeleri değil, dünyayı anlamlandırma biçimlerini de yitirmektir. Guugu Yimithirr, bize yönümüzü hatırlatıyor: hem fiziksel olarak hem de düşünsel olarak.
Yorum yaz