Sizleri ergenliğimiz için birkaç saniyelik saygı duruşuna davet ediyorum. Alacakaranlık (Twilight) Serisi tarihlerimiz 13 Eylül yani yarını gösterirken yeniden izleyicilerle buluşacak.
Ben henüz ortaokuldayken vizyona girmiş olan, sonrasında tüm okulumda kız hatta erkek sınıf arkadaşlarımın tüm serisini okumaya ant içtiği Twilight serisi, yeniden seyirciyle buluşuyor.
GİŞE REKORLARI KIRAN BİR FENOMEN
Twilight Serisi, yalnızca gençlerin değil, geniş bir izleyici kitlesinin ilgisini çekmeyi başarmış ve gişe rekorları kırmıştı. 2008 yılında ilk filmle başlayan bu serüven, her filmiyle dünya çapında milyonlarca dolar gelir elde etti. Toplamda beş filmden oluşan seri, global gişede yaklaşık 3,3 milyar dolar hasılat yaparak adını unutulmazlar arasına yazdırdı. Bella ve Edward’ın hikayesini izlemek için sinema salonlarını dolduran hayranlar, sadece filmleri değil, serinin müziklerini ve ikon haline gelen sahnelerini de büyük bir coşkuyla benimsediler.
ALACAKARANLIK SERİSİ NE ANLATIYOR?
Kristen Stewart’ın canlandırdığı Bella Swan ve Robert Pattinson’ın canlandırdığı vampir Edward Cullen arasındaki imkansız aşk, birçok gencin hafızasında yer etmişti. O yıllarda, her köşe başında Twilight konuşulurdu. Hatta, kitap serisini okumayanlar dahi hikayeyi bir şekilde öğrenmişti. Vampirler, kurt adamlar, ve fantastik aşk üçgenleri gençlik kültürünün vazgeçilmez parçası haline gelmişti.
Serinin yeniden beyaz perdeye dönmesi, o dönem bu hikayelere gönül vermiş izleyiciler için nostaljik bir yolculuk fırsatı sunuyor. Tabii, bu sefer Twilight’ı ilk kez sinemada izleyecek yeni bir nesil de var. Belki de yıllar önce büyük kardeşlerinden dinledikleri bu hikayeye kendileri de tanıklık edecekler.
STEPHENIE MEYER: BİR RÜYA İLE BAŞLAYAN BAŞARI
Stephenie Meyer, Twilight serisinin ilk kitabı olan Twilight’ı (2005 ve film 2008) yalnızca üç ayda tamamladı. Bir rüyadan esinlenerek yazdığı bu eser, kısa sürede büyük yankı uyandırdı. Ardından Little, Brown and Co. yayınevi, Meyer’a o döneme kadar bir ilk kitap yazarı için sunduğu en yüksek teklif olan 750.000 doları verdi. Bu anlaşma, Twilight ve iki devam kitabını da kapsıyordu.
Meyer’ın serisi, Bella Swan ve vampir sevgilisi Edward Cullen arasında tehlikeli, gerilim dolu ve tutkulu bir aşk hikayesini anlatıyordu. Meyer, vampirlerini klasik korku figürlerinden ayırarak, “çok hafif” ve insancıl karakterler olarak tanımladı. Edward ve ailesi gibi bazı vampirler, insan kanı içmiyor ve geleneksel vampir mitoslarının aksine yarasaya dönüşmüyor ya da tabutlarda uyumuyorlardı. Bunun yerine, gün ışığında elmas gibi parıldayan ciltleriyle dikkat çekiyorlardı. Meyer’ın vampirler hakkındaki bu yenilikçi yaklaşımı ve gençlik aşkı ile ilgili doğru tespitleri, seriyi genç kızlar arasında hızla popüler hale getirdi.
TWILIGHT’IN BAŞARI HİKAYESİ
Twilight, The New York Times, Amerikan Kütüphaneler Birliği ve Publishers Weekly tarafından büyük övgüler aldı. Meyer, 2005’in en umut vadeden yeni yazarlarından biri olarak gösterildi. İlk kitap, Bella’nın Washington’a taşınıp Edward ile tanışmasını ve ikisinin birbirine olan çekimini anlatıyordu. İkinci roman olan New Moon (2006; film 2009), Bella’nın genç kurt adam Jacob Black ile arkadaş olmasını konu alırken, yayımlandıktan sonraki bir ay içinde The New York Times çocuk kitapları bölümünde en çok satan kitaplar listesine girdi. Üçüncü kitap olan Eclipse (2007; film 2010), Bella’nın Edward ve Jacob arasında bir seçim yapmak zorunda kalmasını ve aynı zamanda vampirlerle kurt adamlar arasındaki kadim çatışmayı alevlendirmemeye çalışmasını işledi. Eclipse, piyasaya çıktığı ilk gün 150.000 kopya sattı ve Twilight serisi sonunda J.K. Rowling’in Harry Potter serisini The New York Times çok satanlar listesinde geride bıraktı.
Serinin beyaz perde uyarlamaları, Kristen Stewart’ın Bella, Robert Pattinson’ın ise Edward rollerini üstlenmesiyle büyük başarı kazandı.
Meyer, Twilight serisine ara verip 2008’de yayınladığı The Host (Göçebe) ile bilim kurguya adım attı. Bu roman da gençler arasındaki romantik ilişkileri paranormal varlıklar üzerinden işlerken, ticari başarılarını genişletti. Ardından, Twilight serisinin son kitabı olan Breaking Dawn’ı (2008; film bölüm 1, 2011, ve bölüm 2, 2012) yayımladı. Kitabın çıkışı, Amerika’nın dört bir yanındaki kitabevlerinde gece yarısı vampir temalı partilerle kutlandı. Meyer, 2010’da serinin bir yan hikayesini anlatan The Short Second Life of Bree Tanner adlı bir novella yayımladı. 2016’da The Chemist ile casusluk türüne de adım attı.
2015 yılında Twilight‘ı yeniden ele alan Meyer, hikayeyi tersine çevirerek baş karakterlerin cinsiyetlerini değiştirdiği Life and Death: Twilight Reimagined’ı yayımladı. 2020’de ise serinin hayranlarının uzun zamandır beklediği Midnight Sun yayımlandı. Bu kitap, Twilight’ın olaylarını Edward’ın bakış açısından anlatarak büyük ilgi topladı.
Meyer, romanlarında var olan erotik gerilimlere rağmen, inançlarına sadık kalarak cinselliği açık bir şekilde işlememeyi tercih etti. İsa Mesih’in Son Zaman Azizleri Kilisesi’nin bir üyesi olarak bu tercihi, onu özellikle genç okuyucuların ebeveynleri arasında da popüler hale getirdi.
Yorum yaz