Edebiyat

“Bir bok olmak isteyenler” 

Paylaş
İhsan Oktay Anar
Paylaş

İhsan Oktay Anar’ın, 1999 yılında Öküz Dergisi’nin 58. sayısında yayımlanan “Bir Bok Olmak İsteyenler” başlıklı yazısında, toplumumuzun statü ve unvanlara olan düşkünlüğünü gözler önüne seriyor.


Yazının yayınlandığı günden bu yana aradan geçen 26 yıla rağmen, yazının güncelliğini koruması, ülkemizde bu konuda pek bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Anar, yazısında çocuklara sıkça sorulan “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusunu irdelemiş, toplumun bireyleri belirli unvanlara sahip olmaya yönlendirdiğini belirtmiş. Bu yaklaşımın, bireylerin ne yapacaklarından ziyade ne olacaklarına odaklandığını ve bunun da “bir bok olmak” arzusunu körüklediğini vurgular. Anar’ın ifadesiyle, “Bir bok olmak isteyenler, alt tarafı bir bok olurlar.” 

“BİR BOK OLMAK İSTEYENLER, ALT TARAFI BİR BOK OLURLAR” 

İhsan Oktay Anar, toplumun statüye verdiği önemin, bireylerin gerçek potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önünde bir engel oluşturduğunu bu yazısında anlatmış. Unvan ve mevki peşinde koşmanın, insanları sadece “bir bok” olmaya ittiğini ve bu durumun toplumun genel yapısında bir değişikliğe yol açmadığını dile getirmiştir.

26 YIL SONRA DEĞİŞEN BİR ŞEY VAR MI?

1999 yılında kaleme alınan bu yazı, aradan geçen 26 yıla rağmen hâlâ güncelliğini ne yazık ki koruyor. Toplumumuzda statü ve unvanlara verilen önem, bireylerin ne yaptıklarından ziyade ne olduklarına odaklanma eğilimi devam etmektedir. Bu da Anar’ın eleştirilerinin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor.

İşte İhsan Oktay Anar’ın 1999 yılında kaleme aldığı “Bir bok olmak isteyenler” başlıklı yazısı:

Çocuklara “büyüyünce ne olacaksın?” diye sorulur genellikle, büyüdüğünde ne yapacaksın?” diye sorulmaz. belki de bu yüzden, türkiye “bir bok olanların” çok, “bir şey yapanların” ise az olduğu bir ülke. bir bok olanları ya da olmaya çalışanları suçlamıyorum; daha doğrusu, onların bir suçlu mu yoksa kurban mı olduklarına karar vermekte zorlanıyorum. öyle ya! toplumumuzun asıl kültürü, bir “hayatta kalma kültürü.” iktidar çok önemli. televizyondaki genellikle gecekondu insanları için hazırlanan programlara bakın bir! güç sembollerini hemen göreceksiniz. aynı şeyleri (belki daha yoğun bir şekilde) sokağa çıktığınızda da görebilirsiniz: asık surat, pırlantalı (sahte ya da hakiki) şövalye yüzüğü, kalın ve külhani ses tonu ve elbette (özellikle erkekler arasında) “sen”, “canım”, “şekerim” diye hitap etme usulü.. adam “bir bok olmuş ki” böyle davranıyor ve gücünü hissettirmeye çalışıyor. fakat onu suçlamanız gerekmez; çünkü bir toplumun bireyleri, ne kadar ezik iseler o kadar ezici olabiliyorlar.

işin daha da trajik yönü, türkiye’de “bir yerlere gelmekte” temel amaç, problem çözmekten çok, “söz hakkına sahip olma” ve kendi gerçekliğini başkalarına hissettirme. uygar ülkelerde yönetici olmak çok daha büyük yükümlülükleri yerine getirmeyi gerektirir: her şeyden önce problem çözmeyi bilmeniz gerekir. bu yüzden okuyucuya, “yöneticisine” bir problemle gitmesini önerebilirim. onun işi budur: karar alma ve problem çözme..

öte yandan bana, yazar olmak isteyen bazı gençler gelir (sanki ben yazmayı çok iyi biliyormuşum gibi…)

onlara, “yazar olmak” ile “yazmanın” farklı farklı şeyler olduğunu hatırlatırım. birincisi kolay, ikincisi ise zordur. daha doğrusu ilki bir statü, ikincisi ise bir eylemdir. ayrıca bir yazarın kendi kitaplarından daha ünlü ve hayranlık uyandırıcı olması garibime gider. yazar baba, eser ise onun çocuğudur. bu bakımdan, eserlerin yazarlardan daha önemli olduğuna inanırım. iki yıldan beri basından uzak durmamın temel nedenlerinden biri de bu. (ikinci sebebin, benim “kronik sosyal fobim” olduğunu itiraf etmeliyim.)

asıl konuya gelelim: ülkemiz bir bok olmaya susayan insanlarla dolu. bu konuda bir çözüm önermeden duramayacağım: toplumumuzun bireylere sunduğu kimlikler çok az: erkek kimliği ya da cinsel kimlikler, bir futbol takımı olma kimliği, bir siyasi kimlik vs… yine de, devletin bu “kimlik buhranlarını” çözmek konusunda yapacak bazı şeyleri olduğuna inanıyorum. her şeyden önce, bu ezik toplumu söyle bir adamakıllı doyuracak “ünvanlar” tahsis edilmeli. yahut ünvanların sayısı arttırılmalı.. sözgelimi, rektör olmaya can atan akademisyenlerden sadece bir tanesi değil, en az üçünü “doyurmak” için her üniversitede üç rektör, her fakülteye birkaç dekan kadrosu verilmeli. milletvekillerinin sayısı 1 500’e çıkarılmalı. bu garibanları doyurmak, aynı zamanda bir sevaptır. bundan da öte, “lord” ünvanı tahsis edilmeli. öyle ya! her ilçenin bir “lordu” olmalı: çemişkezek lordu, sındırgı lordu, acıpayam lordu gibi asil insanlar olmalı ülkemizde. peki, bunları neden yapmamız gerekiyor? ülkemiz insanları açtır ve bu açlık ethiopia’daki açlıktan daha beterdir. çünkü insanlar bu kez şöhrete susamışlardır.

bu aylık yazım bu kadar… şimdi viyolonsel çalışacağım ve bu aletin gür sesinden komşularım rahatsız olacak. ayrıca, benden 10 yaş küçük müzik hocam barış’tan azar işitmek istemem. evet, viyolonsel çalacağım, çünkü çalmak bana zevk veriyor. yoksa bir bok olmak için değil… .çünkü bir bok olmak isteyenler, alt taraf bir bok olurlar.

Paylaş
Yazar:
Serhıldan Hülakü -

siyahdergi.com imtiyaz sahibi ve editörü olan Serhıldan Hülakü, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Çeşitli web sitelerine ve kendi sosyal ağlarına içerik üreten Hülakü, gazetecilik ve medya alanında çeşitli gazetelerde çalıştı. Şu anda Siyah Dergi için içerik üretiyor, üyelerine eğitim veriyor."Vesikalık" adında bir de kitabı bulunuyor.

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

İlgili içerikler
samantha-harvey
Edebiyat

2024 Booker Ödülü “Orbital” romanına verildi!

2024 Booker Ödülü, uzaydaki astronotların bir gününü anlattığı “Orbital” adlı romanıyla İngiliz...

EdebiyatİncelemelerKitap incelemeleri

İnsanlar görme yetisini kaybederse ne olur? I Jose Saramago Körlük kitabı incelemesi/konusu

Alışılagelmiş kurgunun dışında bir insanlık sorununu farklı perspektiflerden yansıtan José Saramago tarafından...

Edebiyat

Sesin Kadim Yolculuğu: Radyo Tiyatrosu ve Sesli Kitap&Tiyatro Dinleme Rehberi

Çoğu insan gibi kitap okumaya vakit bulamıyor musunuz? Hayatın koşuşturmacası içinde, kitapların...

EdebiyatKültür ve Sanat

2024 Booker Ödülü kısa listesi açıklandı

2024 Booker Ödülü kısa listesi, rekor sayıda kadın yazarın yer almasıyla gurur...