Edebiyat

Nazım Hikmet: Ölümsüz Şairin 62. Yıl Dönümü

Paylaş
Paylaş

Türk şiirinin devrimci sesi Nazım Hikmet, eserleri ve hayatıyla dünyaya iz bıraktı. Ölümünün 62. yıl dönümünde anılıyor.


Bugün, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Nazım Hikmet’in 62. ölüm yıl dönümü. Şiirleriyle yalnızca bir şair değil, aynı zamanda bir dava insanı olarak tanınan Nazım, hayatı boyunca sanatı ve mücadelesiyle dikkat çekti. Yaşamı boyunca hapis cezalarına ve sürgünlere rağmen ideallerinden vazgeçmeyen bu büyük şair, ardında unutulmaz eserler bıraktı.

NAZIM HİKMET: HAYATI VE SANATI

20 Kasım 1901’de Selanik’te doğan Nazım Hikmet, edebiyata olan ilgisini genç yaşta gösterdi. İlk şiirlerini yazdığında henüz 17 yaşındaydı ve kısa sürede dönemin edebiyat çevrelerinde tanınmaya başladı. Moskova’da üniversite eğitimi sırasında sosyalist düşüncelerle tanışan Nazım, bu fikirlerin etkisiyle sanatı ve politik duruşunu şekillendirdi.

Türkiye’ye döndükten sonra yazdığı şiirler ve makaleler, dönemin otoritelerini rahatsız etti. Birçok kez hapis cezasına çarptırılan Nazım Hikmet, özellikle 1938 yılında aldığı 28 yıllık ceza nedeniyle uzun süre Bursa Cezaevi’nde kaldı. Bu yıllar boyunca edebiyatından ödün vermedi ve “Memleketimden İnsan Manzaraları” gibi başyapıtlarını kaleme aldı. Şairin cezaevinden yazdığı mektuplar, hem edebi hem de insani derinlikleriyle dikkat çeker.

SÜRGÜNDE GEÇEN YILLAR VE EDEBİYAT MİRASI

1951 yılında Türkiye vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet, Sovyetler Birliği’ne kaçarak burada sürgün hayatına başladı. Sovyetler Birliği’nden Polonya’ya, Küba’dan Fransa’ya kadar pek çok ülkeyi dolaştı. Barış yanlısı duruşu ve insan haklarına verdiği önem, onu dünya çapında tanınan bir entelektüel yaptı.

Nazım Hikmet’in eserleri, Türk şiirine modern bir soluk getirdi. Hece ölçüsünden serbest nazma geçişi başlatan şairlerden biri olarak, Türk edebiyatında köklü bir dönüşüm yarattı. Şiirlerinde aşk, vatan, özgürlük ve insan sevgisini işleyen Nazım, “Kuvayi Milliye Destanı” ve “Şeyh Bedrettin Destanı” gibi eserleriyle unutulmazlar arasına girdi.

3 Haziran 1963’te Moskova’da geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda eden Nazım Hikmet’in mezarı, bugün hâlâ Moskova’daki Novodeviçi Mezarlığı’nda yer alıyor. Türkiye’ye dönmeyi çok istediği halde bunu gerçekleştiremeyen şairin anısı, eserleriyle yaşamaya devam ediyor.

Paylaş
Yazar:
Dilara Akbulak -

Dilara Akbulak, 22 Eylül 2002’de İzmir’de doğdu. Lisans eğitimine 2020 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümüyle başladı. Üniversite hayatı boyunca katıldığı eğitimler, etkinlikler ve okuduğu kitaplarla birlikte çalışmak istediği reklamcılık sektöründe kendini geliştirmek isteyen biri.

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

İlgili içerikler
EdebiyatİncelemelerKitap incelemeleri

“Duvardaki İz”in peşinde | Virginia Woolf’un bilinç akışında yolculuk

Virginia Woolf’un Duvardaki İz adlı kısa öyküsü, basit bir işaretin etrafında dönen...

Edebiyat

Edebiyatın ilk aynası: Odysseus’un yara izi

Alman düşünür Erich Auerbach, Batı edebiyatında gerçekçiliğin köklerini bir destan kahramanının bacağındaki...

EdebiyatKitap incelemeleri

Kawakami’nin “Nakano Eskici Dükkânı” kitap incelemesi | Zamanın tozuyla parlayan hikâyeler

Sessiz sokakların, suskun insanların ve konuşan eşyaların romanını inceleyelim… Kawakami’nin kalemiyle tanışanlar...

EdebiyatKültür ve Sanat

Shakespeare’in 116. sonesinin nadir el yazması kopyası keşfedildi

Shakespeare’in 116. sonesinin, yüzlerce yıl sonra keşfedilen yeni bir versiyonuna gelin birlikte...