İstanbul’un eşsiz sahnelerinde Temmuz’da ritim tutuyor! Başrolde, tiyatro ve sanat’ın yer aldığı dopdolu bir ay…
Bu ay İstanbul sahnelerinde zengin bir tiyatro programı sizleri bekliyor. Shakespeare’in klasik eseri “Hamlet”, Sebastian Seidel’in eğlenceli yorumuyla “Bir Baba Hamlet” adıyla sergilenirken, Nazım Hikmet’in hayatından esinlenerek kaleme alınan dramatik bir oyun da seyircilerle buluşuyor.
Ayrıca, Osmanlı döneminin ilk kadın nü ressamı Celile’nin cesur yaşam öyküsünü konu alan bir diğer oyun da izleyicilere sunuluyor. Alevli Günler, Seviyorsan Git Ayrıl Bence, Münasebetsiz, Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası Metres “Aşk Gemisi” ve Leyla ile Mecnun değil gibi çeşitli oyunları yetenekli oyuncularımız ve yönetmenlerimiz sizlerle buluşturuyor. İstanbul tiyatroları, bu ay farklı tarihlerden, farklı hikayelerden ve farklı perspektiflerden eserlerle sanatseverleri buluşturacak.
‘BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU’ STEFAN ZWEİG
Stefan Zweig’ın inanılmaz beğenilen klasiklerinden, “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” adlı eseri, bu ay Temmuz’un 4’ünde karşımıza bir tiyatro eseri olarak çıkıyor. İstanbul Adt sahnesinde gösterilecek bu tiyatro eseri, aşkın ve fedakarlığın doruk noktasını bizler için göz önüne sermektir. Her edebiyat severin de bildiği gibi, Stefan Zweig, eserlerinde bastırılmış duyguları ve insanın bilinçaltını yalın bir üslupla anlatmayı sever. Hatta okurlarını düşündürmeyi de sever. İşte bu tiyatro eseri, adı dahi bilinmeyen bir kadının, sevdiği adam için sessiz ve görünmez bir biçimde, hayatını nasıl harcadığı üzerine kuruludur. Bu konuların psikolojik bir analiz şeklinde ustaca işlenmiş olduğu bu tiyatro oyunu, tiyatro severlerimiz için katiyen kaçırılmaması gereken bir etkinlik olacaktır.
‘FRİDA KAHLO’
Temmuz ayının dokuzuncu gününde ise, çok ünlü bir ressamın adını taşıyan, “Frida Kahlo” isimli oyunu izlemelisiniz. Yağmur Aygün’ün sahnede canlandırdığı Frida Kahlo karakteri, 20. yüzyıl sanatının en etkileyici figürlerinden biri olarak öne çıkıyor. Renkli ve yoğun otoportreleriyle tanınan Kahlo, sanatını acıları ve içsel dünyasıyla harmanlayarak izleyicileri derinliklere çekiyor. Fakat, sadece bahsi geçen ressamın hayatı ve önemi değil burada merakımızı uyandıran şey.
“İçimde kırk kadın, kırkı da yabancı, kırkı da öteki…
Uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibisin. Yürüyemezsen dans et Frida!”
Tiyatro oyunun bu, kısa ama çarpıcı ve merak uyandırıcı tanıtım metni – sanırım – bizi İstanbul Adt Sahnesine sürükleyerek götürecek olan şey olacak gibi görünüyor.
‘BİR BABA HAMLET’
İki cesur oyuncu, eski malzemelerden dekor yaparak Shakespeare’in “Hamlet”ini oynamaya karar verirler. Ancak temsili başladığında her şey kontrolden çıkar. Birisi Shakespeare uzmanı gibi davranırken, diğeri sürekli müzikallere özlem duyar. Hayal ettikleri düzgün ve etkileyici Hamlet performansı yerine, ortaya komik bir “Bir Baba Hamlet” çıkar. Sebastian Seidel’in eğlenceli metni, Yücel Erten’in başarılı çevirisi ve Baba Sahne’nin yorumuyla, tiyatro yapmanın büyüsüyle komik gerçeklik arasındaki dengeyi gözler önüne seriyor.
‘CELİLE – NAZIM HİKMET’İN ANNESİ’
Celile – Nazım Hikmet’in Annesi – Nazım’ın uzun hapis yıllarında oğlunun yanı sıra, dünya aydınlarının da verdiği mücadeleyi yaşayan Celile Hanım, güçlü ve cesur bir kadındı. Osmanlı döneminde yasak aşk yaşayan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında ise oğlunun özgürlüğü için mücadele eden bir figür olarak öne çıkmıştı. İlk kadın nü ressamı olarak da tanınan Celile Hanım, tablolarını insanlara “bunu yatak odasına değil salona asın” diye tembihleyecek kadar özgür ruhlu ve cesurdu. Oğlu Nazım Hikmet açlık grevindeyken Galata Köprüsü üzerinde eylem yaparak zamanın baskılarına meydan okuyan bir anne, bir aşık… Celile!
Yorum yaz