Kadın

Estimated read time 5 min read
Görüntüleme: 242
0 0
Okunma Süresi2 Dakika, 35 Saniye

Kadın sevgidir, duygudur, kelimedir, dildir, gönüldür, detaydır, şefkattir, neşedir, hayattır, candır. Kadın birçok özelliği içinde barındıran insandır. Kadınlar üzerine yıllarca, asırlarca kalıplar geliştirilmiş ve kalıpların dışına çıkıldığı zaman kadının insandan farklı görüneceği gibi bir algı vardır. Sanki kadınlar hep ev yemekleri yapmakla, çocuk bakmakla, temizlikle, çamaşırla, bulaşıkla uğraşmak zorundadır. Bu hepimize toplumdan topluma aktarılmış olan kalıplardır. Biz kadınları bu zamana kadar bize dayatılan kalıpların içerisine sığdırmaya çalıştılar, kalıplardan dışarı çıkardığımızda ise yargıladılar. Anlamaya, dinlemeye, çözüm üretmeye ve inanmaya çalışmadılar.

Oysa tüm bu özellikleri içinde barındıran kadının yapamayacağı şey var mıydı? Eski zamanlarda bu soruya pek cevap aranmamış, kadının güçlü olabileceğine dair inançları olmamıştır. Kadına verilen değer artmamış ve toplumlar senelerce kadınları baskılamıştır. Ta ki Afife Jale, Süreyya Ağaoğlu, Tansu Çiller, Sabiha Gökçen gibi güçlü kadınlarımızın gerçekleştirmiş oldukları devrimlerle kadınlara olan basmakalıp düşünceler yıkılmaya başlamıştır. Geçmişten günümüze gelen ve hala varlığını sürdüren kadınlara karşı basmakalıp düşünceler var. Hala bir yerlerde kız çocukları okutulmuyor, küçük yaşlarda zorla evlendiriliyor ve istemedikleri hayatlara sürükleniyorlar. Toplumun büyük bir kısmı olarak ne kadar kadınların varlığını ön plana çıkarmaya çalışsak da maalesef ki yetersiz olduğumuz yerler var. Kadınların artık çalışabildiği, kendi ayaklarının üzerinde çoğu kadının sağlam bir şekilde durabildiği bir dünya var evet ama bir yerler de hala bu dünyalar kurulamıyor. Gücünün yetmeyeceği düşünülen binlerce kadın her gün katlediliyor. Sadece kadında değil, kız çocukları. Daha dünya da neden olduklarını bilmeyen küçücük bedenlerden her geçen gün artarak çoğalan cahil bir kesim hesap sormaya çalışıyor. Kimisi evin önünde, kimisi parkta, kimisi okulda hatta bazıları kendi evlerinin içerisinde büyük acılara maruz kalıyor. Çoğu kadınlar kız çocuklarını kendi gibi olmasını istemediği düşüncesiyle yetiştirmeye çalışıyor.

Günümüz dünyasında devam eden kavgalar, ölümler asla bitmiyor. Anıt sayacımız her gün bir başka kadın isminin arasına katılmasıyla çoğalıyor. Teknolojiyle birlikte insanların geliştiği düşüncesi hâkim olsa da, insanlar gelişmiyor. Hatta teknoloji belki de çoğu kadının öldürülmesine yardım ediyor. Gelişen dünyayla gelişmeyen bir toplum arasında çatışarak ömrümüz geçiyor. Haberlerde her gün bir kadının vahşi katliamlarına ne yazık ki tanık oluyoruz. Hani kadın sevgiydi, şefkatti, neşeydi? Sevgilerin, şefkatlerin ve neşelerin elimizden alınmasına ne zaman izin vermeyeceğiz? 21 saatte 10 kadının öldürüldüğüne şahitlik ettik ülkece. 21 saat. Bir gün bile değil. 10 kadın. Katledilmişti. Kimisi yemek yapmadı diye, kimisi bulaşık yıkamadı diye her birinin ayrı hikayesi vardır aslında. Biz hangisini dinledik? Hangisini duyduk? Biz hep görmezden geliyoruz. Yokmuşlar ve hiç olmamışlar gibi davranıyoruz. Ama varlardı. Buradaydılar. Öylece ansızın kayıp gittiler dünyadan. Haklarını aramak için tweetler attık, adaleti tweetlerle yönetmeye çalıştık çoğu zaman ve çalışıyoruz. Ne kadar doğru olduğunu bilmeden. Elinden tutmaya çalışıyoruz düşen kadınlarımızın, kızlarımızın. Gücümüz yettiğince sosyal medyayla haklarını aramaya çalışıyoruz ve biliyoruz ki çalışacağız da. Kadın bu kadar özelliği barındırırken içerisinde, toplum bir kadını barındıramıyor. Çok acı hatta ne çok acı… Bir gün son bulur diyoruz ama artarak, katlanarak devam ediyoruz hayatımıza. Bu kadın sende olabilirsin, bende, kızında, halanda, teyzende. Gerçekten dünyanın çivisini kendimize battığı zaman mı anlayacağız? Çok geç olmadan kabullendirelim, biz kadınları, kalıplara sokmadan her şeyi yapabileceklerine inanalım. İçinde birçok özellik barındıran kadınlarımızı değersizleştirmeden topluma kazandırmaya çalışalım. Sesimizi her nasıl çıkarabiliyorsak öyle çıkaralım. Bazen yazalım, bazen bağıralım. Ama değerli olan kadınlarımızı değersizleştirmeden bir çatı altında barış ve mutlulukla yaşamaya çalışalım.

Yazar: Büşra Nur Ertilal

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Bunları mutlaka okumalısın

Yazarın diğer yazıları

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir cevap yazın