Özgürlüğe uçarken kendi sonunu getiren İkarus’un hikayesi

Mitolojik hikayeleri ne zaman okusam ya da ne zaman dinlesem hep bir şeyler bulurum, ders çıkartırım ve özellikle de Ikarus’un hikayesinden aldığım bir ders var o da şu ki; “Elbette çabalamak güzeldir fakat yeri gelir sınırları zorlamamak gerekir çünkü bazen zorlanan sınır bize zarar verebilir.” Tıpkı Ikarus hikayesinde olduğu gibi. Şimdi gelin bu hikayemize daha detaylı bakalım.

Mütevazi Heykeltraşın Hüzünlü Serüveni: Daidalos ve İkarus’un Öyküsü

Yunanistan’ın önemli zanaatkârlarından biri olan Daidalos, aynı zamanda çok yetenekli bir heykeltraştır. Aslında bu hikayemiz İkarus’un babasının da önemli rol aldığı bir hikâye o yüzden ona dair detaylara da bakalım ve şimdi başlayalım hikayemize. Öncelikle Daidalos’un ne kadar yetenekli ve önemli bir heykeltraş olduğunu hatırlayalım çünkü hikayemizi başlatacak şey bu olacak. Daidalos gayet mütevazi şekilde yaşamını sürdürürken kral Minos, bir ricada bulunur ondan ki ricası da ayrı bir hikâye konusu aslında ama özetle yarı insan yarı boğa olan canlı Minotor’u hapsedeceği bir labirent inşa etmesiymiş. Bu ricaya istinaden kendisinin bile başlangıçta çözemediği bir labirent inşa eder o da. Bunun üzerine Minotor’un ölmesine ve kralın kızı olan Ariadne’nin kaçmasınına yardımcı olan Daidalos, kral tarafından cezalandırılır ve oğlu İkarus ile kuleye kapatılır.

Daidalos’un Keşfi ve İkarus’un Uçuşu

İşte en önemli kısma şimdi başlıyoruz. Kuleden hiç kaçma olanağı yokmuş gibi görünürken, bir gün gökyüzüne bakarken kuşların uçuşunu daha dikkatli izleyen Daidalos’un aklına muhteşem bir fikir gelir. Kuşların özgürce salınarak uçmasından esinlenerek bir şeyler denemek ister yetenekli zanaatkârımız ve kuş tüylerini biriktirdikten sonra bal mumu ile tüm tüyleri yapıştırarak kanat yapar hem kendisine hem de İkarus’a. Ama bir sorun vardır eğer kuleden çok aşağıda uçarlarsa denize düşme, güneşe çok yakın uçarlarsa da kanatların erimesiyle beraber yine denize düşme tehlikesi vardır. Bu yüzden babası, İkarus’u dikkatle ve önemle uyarır ne fazla aşağıdan ne de fazla yüksekten uçmalı, tamamıyla dengede olmalıymış.

Hayatın Dengesindeki Ders: Daidalos ve İkarus’un Hikayesi

Peki sizce İkarus babasına kulak verip sözünü dinledi mi yoksa sınırlarını zorladı mı? Gönlüm  hayır zorlamadı ve sakince uçarak hayatını kurtardı demeyi isterdi fakat baba oğul özgürlüklerine uçmayı hedeflerken, uçmanın verdiği heyecan ve zevk ile İkarus uçtukça daha da uçmak ister ve babasının onlarca kez uyarılarına rağmen güneşe gittikçe yakınlaşır ve sıcaklık ile eriyen mumla, kanat yok oluverir ve İkarus kendisini denizde bulur, geride kalan cansız bedeniyle.

Hayat bazen kendi hatalarımızdan ders çıkarabileceğimiz kadar uzun olmuyor. Kimi zaman başkalarının hatalarını fark edip, aynı hataları yapmamaya özen göstermemiz gerekir tıpkı bu hikâyede olduğu gibi. Hırsına ve kibrine yenik düşen ve özgürlüğe uçarken, hayatından olan İkarus gibi olmamak için, hayatta her şeyi dengeli, ölçülü yapmak gerekir.Kibir ve inat bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonunu oluşturur” demiş Tolstoy ve bu hikâyede de gördüğümüz üzere başta uçabildiği için bunu mükemmel gören İkarus, kibrinden daha fazlasını isteyerek ve sınırları zorlayarak kendi sonunu getirir.

Helin Polat
Helin Polat
Articles: 14

Leave a Reply