Haberler

Tunç Okan’ın Otobüsü

Paylaş
Paylaş

Tunç Okan’ın Otobüsü

 

TUNÇ OKAN

1965 yılında, “Ses” dergisinin jürisi tarafından yılın jönü seçilen Tunç Okan’ın aktörlük kariyeri, muadilleri ile kıyaslandığında pek de hatıra sayılır bir filmografide seyretmez.

Asıl adı Mehmet Celal Kulen… Yarışmadan sonraki adı Tunç Okan… Ancak onu asıl tanıyan Avrupalıların deyimiyle “Bay Okan”… Genç bir diş hekimiyken atıldığı sinema macerası hızlı başlar.

Türkan Şoray ile paylaştığı başrollü kariyer, beraberinde unutulmaz filmler ve roller getirecekken o Almanya’ya taşınmayı tercih eder.

Az sayıdaki oyunculuk kariyerinin yanında çok daha az sayılacak yönetmenlik kariyeri ise birkaç filmden ibarettir. Bu doğrultuda gönül rahatlığıyla diyebilirim ki; ‘’Tunç Okan’ın birkaç tane muhteşem filmi vardır.’’

 

OTOBÜS

1974 yılında çekimlerini tamamladığı “Otobüs” filmi 1975 yılında gösterime girer. Başta “Strasbourg Film Festivali” olmak üzere birçok ödül alan film; kimilerince kara mizah, kimilerince sert bir toplumsal eleştiri, kimisi için de tematik bir Tunç Okan filmi olarak değerlendirilir.

İş bulma umuduyla çakalın birine güvenen 9 gariban Türk işçisi, külüstür ötesi bir otobüsün içinde Stokholm’un orta yerinde kaderlerine terk edilir. Açlık, susuzluk, parasızlık ve köylerinden başka yer görmemiş 9 çaresiz işçinin İstanbul’u bile teğet geçip Stokholm ile olan savaşı görülmeye değerdir.

Tuncel Kurtiz ile Nuri Sezer’in kaşıkla dans sahnesi, İsveç polisinin otobüsü aradığı sahne, yürüyen merdiven sahnesi, Tuncel Kurtiz’in canlandırdığı karakterin bir çöp gibi denize düşüp öldüğü sahne, yozlaşmış İsveç eğlence gecelerine meze olan gariban işçi sahnesi ve daha nice klasikleşmiş kült sahnelerle dolu film, ülkemizce derhal yasaklanır.

Yorgunluktan uyuklarken o buz gibi denize düşen işçinin ardından bir İsveç vatandaşının sadece ‘’Pis Herif’’ deyip yoluna devam etmesi, ne denli sert bir hikayenin içinde olduğumuzu bize hatırlatır niteliktedir.

Bir tarafıyla tam bir Avrupa filmi, diğer tarafıyla ise tam bir Türk filmi olan “Otobüs”; insanlığın özünü ve türlü yüzünü tüm çıplaklığıyla gün yüzüne taşır.

 

DİP NOT

Hikayesi, seçtiği kamera açıları, anlatım biçimi ve özgünlük arayışıyla birçok yönetmen ve senariste içten içe ilham kaynağı olmayı başaran bu gizli saklı Tunç Okan şaheseri; bana Dostoyevski’nin Gogol için söylediği bir sözü hatırlatır nedense… ‘’Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık.’’

‘’Bir Çoğumuz Tunç Okan’ın Otobüsünden İndik’’

 

Paylaş

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili içerikler
HaberlerTeknoloji

AI Red Lines Çağrısı: “Yapay Zekanın Kırmızı Çizgileri Belirlensin”

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 80. oturumunda yapay zekanın kontrolsüz gelişimini engellemek amacıyla...

Oyun dünyasının efsane isimlerinden, Tomonobu Itagaki, 58 yaşında hayatını kaybetti.
Haberler

Ninja Gaiden ve Dead or Alive’ın Yaratıcısı Tomonobu Itagaki 58 Yaşında Hayatını Kaybetti

Oyun dünyasının efsane isimlerinden, Ninja Gaiden (2004) ve Dead or Alive serilerinin...

Türkiye Cumhuriyeti Pasaportu
Haberler

Pasaport Yerine Yüz Tanıma ve Parmak İzi Dönemi Başlıyor

AB, 2026 itibarıyla pasaport kontrollerini kaldırarak yüz tanıma ve parmak iziyle giriş...

Diane Keaton, 8 Eylül 2023 Cuma günü New York Moda Haftası kapsamında düzenlenen Ralph Lauren İlkbahar/Yaz 2024 defilesine katılmıştı. (Fotoğraf: Evan Agostini/Invision/AP)
HaberlerKültür ve Sanat

Oscar ödüllü oyuncu Diane Keaton hayatını kaybetti

Oscar ödüllü oyuncu Diane Keaton, 79 yaşında hayatını kaybetti. “Annie Hall” ve...