Duvara Karşı (Gegen die Wand) filmi ne anlatıyor? | Film analizi

Duvara Karşı, bir çift Türk göçmenin trajik aşk öyküsünün ötesinde, kültürel çeşitlilik, aidiyet, milli kimlik, uyum süreçleri, cinsellik ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi konularda derinlemesine bir anlatı sunan çok katmanlı bir görsel eserdir.

Türk kökenli bir ailenin çocuğu olarak büyüyen Fatih Akın, 25 Ağustos 1973’te Almanya’nın Hamburg şehrinde doğdu. Kültürel çeşitlilik ve kimlik konularıyla ilgilendi ve bu konuları eserlerine yansıtmıştır. Hamburg Üniversitesi’nde görsel iletişim okuyan Akın, daha sonra film yapmaya odaklanarak bu alanda kariyer yapmıştır.

DUVARA KARŞI FİLM OKUMASI

Gegen die Wand (Duvara Karşı), Fatih Akın’ın kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Film, 2004 Cannes Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü kazanmış ve uluslararası alanda büyük bir başarı elde etmiştir. Ayrıca, Avrupa Film Ödülleri’nde En İyi Film ödülüne layık görülmüş ve birçok prestijli festivalde övgüler toplamıştır.

Film, yönetmenin kendi göçmen kökenli deneyimlerinden ilham alırken, aynı zamanda geniş bir izleyici kitlesine ulaşarak kültürel kimlik konularını tartışmaya açmıştır. Cahit ve Sibel’in hikayesi, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel düzeyde de birçok önemli soruyu gündeme getirir. Hem duygusal olarak dokunaklı hem de düşündürücü bir deneyim sunan bu film, izleyicilerini unutulmaz bir yolculuğa çıkarırken, aynı zamanda onları toplumsal meseleler üzerine düşünmeye teşvik ediyor.

DUVARA KARŞI (GEGEN DIE WAND) FİLM KONUSU

Vatandaşlık almak için sahte evlilik yolunu tercih eden Sibel bunun için Cahit’i en uygun aday olarak seçer. Planları, kimsenin karışmayacağı, huzursuzluk yaratmayacağı ve kâğıt üstünde bitecek bir evlilik üzerine kuruludur. Ancak, Cahit, ilk eşi Katerina’yı kaybettikten sonra hayata küser ve yavaş yavaş Sibel’e âşık olur. Hikaye, bir intihar girişimiyle başlar ve yaşama tutunmanın, aşkın hikayesine dönüşür. Sibel ise özgürce yaşamak ve kimse tarafından müdahale edilmeyeceği bir hayat kurmak ister. İlerleyen sahnelerde Sibel de Cahit’e âşık olur ancak aralarına cinayet, ayrılık ve kaçış hikayesi girer. Son kısımlar, Sibel’in bekleyişi ve İstanbul’da kendini kaybetmesi etrafında şekillenir. Cahit iyileşmeye başlarken, Sibel aşık olmuş ve kaybolmuştur. Cahit, sadece beklemekle kalmıştır. Her hikayenin kaçınılmaz döngüsü olan beklemek ve beklerken dönüşmek, hikayenin temelini oluşturuyor.

DUVARA KARŞI NE ANLATMAK İSTİYOR?

Filmin sonunda, iki karakteri umutla İstanbul’un gölgesinde izleriz, ancak kavuşmanın imkânsızlığının farkındadırlar. Cahit, Mersin’e doğru bir yolculuğa çıkar. Sibel’i istemeye gittiğinde, kırık Türkçesiyle cümle kuramaz. Köksüzlük teması, Cahit’in unuttuğu her şeyi hatırlayarak öze dönüş yapmasıyla öne çıkar.

Filmin ilerleyen bölümlerinde, göçmen azınlığın anavatanın sığınacak bir yer olmadığını anlamasıyla karşılaşırız. Sibel, İstanbul’da yaşamaya başlar ancak Türk kültürüne uyum sağlayamaz. Bir barda tecavüze uğrar ve bıçaklanır. 

Cahit ise Sibel’e çoktan âşık olmuştur. Hapisten çıktıktan sonra Sibel’i bulur ve birlikte Mersin’e gitmeyi teklif eder. Ancak, filmin sonunda Cahit yine yalnızdır. Sibel İstanbul’da başka biriyle evlenmiş ve aile kurmuştur. Film birçok soru işareti yaratıyor. İzleyici, filmi kendi bakış açısından değerlendirerek bu soruları cevaplayacaktır.

Fragman
Serhıldan Hülakü
Serhıldan Hülakü

siyahdergi.com imtiyaz sahibi ve editörü olan Serhıldan Hülakü, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Çeşitli web sitelerine ve kendi sosyal ağlarına içerik üreten Hülakü, gazetecilik ve medya alanında gazetelerde çalıştı. Bianet, Haberler.com ve Sondakika.com'da "Haber Editörü" ve "SEO Editörü" pozisyonlarını doldurdu. Şu anda gdh.digital'de "SEO Editörü" olarak çalışıyor ve Siyah Dergi için içerik üretiyor, üyelerine eğitim veriyor.

"Vesikalık" adında bir de kitabı bulunuyor.

Articles: 96

Leave a Reply