Son zamanlarda büyük şirketler arasında ofis hayatına geçiş yaygınlaşmaya başladı.
Salgın dönemi ile beraber birçok şirket beş gün (tamamen uzaktan çalışma) veya iki-üç gün (hibrit çalışma) olacak şekilde çalışmayı uygun görmüştü. Peki, ofise dönüş başladı mı?
UZAKTAN ÇALIŞMANIN ÇALIŞANA ETKİSİ NELERDİR?
Yakın bir süre içerisinde Amerika’nın büyük şirketlerinden biri olan Amazon, evden çalışma seçeneğini tamamen ortadan kaldıracağını bildirmişti. Bunun üzerine şirkette, işten kendi isteğiyle ayrılan kitle sayısında artış görülmüştü. Çalışan sayısının yaklaşık olarak dörtte üçü istifa etmeyi düşündüğünü belirtmişti. Son dönemlerde, pandemi sayesinde kazanılan bu evden çalışma sistemi, bazı büyük şirketler çalışanı daha verimli etkilediğine karar verilerek bu sistemi etkili buluyor. Öte yandan, birçok büyük şirketin çalışanların elindeki bu hakkı alarak ofise geri çağırmaya başladığı biliniyor.
UZAKTAN ÇALIŞMA SİSTEMİNİN ÇALIŞAN ÜSTÜNDEKİ ETKİLERİ
Uzaktan çalışma sisteminin çalışan üzerindeki etkisi, toplumda kesimden kesime değişiklik gösteriyor. Genel olarak bakıldığında bu araştırmanın çalışan kitlesindeki özel hayatı fikir farklılığı yaratan en büyük etken. Örneğin genele bakıldığında bir erkek ile bir kadın çalışanın evden çalışma ile ilgili fikri arasında ayrım yaşanabilme ihtimali çok daha yüksek görünüyor. Sadece bu değil, bir aileye sahip olan ve olmayan ve hatta bir çocuğa sahip olan ve olmayan çalışanlar arasında da büyük bir fikir ayrılığı mevcut.
Çalışanın mutluluğunu ve verimliliğini bir hayli arttırmış olan evden çalışma sistemi, güncel olarak çoğu şirkette devam etse de bu durumun şirketler arası değişime uğradığı söylenebilir. Çalışan kesim arasında yapılan araştırmaya göre, evden çalışma sistemi sayesinde çalışanlar kendilerine daha kaliteli vakit ayırabildiklerini ve işlerine daha sağlıklı bir şekilde odaklanabildiklerini söylüyor. Kalabalık ve gürültülü olmayan bir evde çalışanlar, ofiste yaşadıkları dikkat dağınıklığından kurtulmuş olduğunu belirtiyor.
Yine de, bu fikre katılmayanlar da yok değil. Meslek olarak evden çalışma ile uyumlu olmayan işler için, çalışanlar sorunları çözebilmek adına ofise gitmeyi tercih ediyor. Bunun yanında, evden çalışırken gürültü veya dış etkenler yüzünden odak problemi yaşayan insanlar da ofise gitmeyi tercih ediyorlar. Ofise gitmek isteyen çoğu çalışan, çözülmesi gereken sorunları ofisteyken iş arkadaşları ile daha kısa sürede çözdüğünü savunuyor.
OFİS İÇİN HAZIRLIK BİZDEN NE GÖTÜRÜYOR?
Herhangi bir ofis gününü varsaydığımızda, ofise gidiş ve dönüş için ortalama bir mesafe ele alınacak olursa günün en az iki saatini yolda harcadığımızı görüyoruz. Buna ek olarak sabah ofis için hazırlanmak günün erken saatlerini kapsadığı için en az artı bir saat olarak ekleniyor. Tüm gün çalışırken kullanılabilecek enerji, hazırlık ve yola ayrılan vakit ile harcandığından, çalışanlarda gün içerisinde fazla acıkıp yemek yeme ihtiyacı doğuyor. Her gün dışarıdan yemek yemenin maliyeti maaş ile kıyaslandığında ofise giderek elde edilen maaşın bir kısmının yalnızca beslenme ihtiyacına verildiği görülüyor. Tüm bunların yanı sıra, her gün dışarıdan yemek yemenin maddi kaybını bir kenara bırakıp, öncelikli olarak sağlık faktörünü ele almak gerekiyor. Sağlıklı yiyecek yiyebilmek, İstanbul için konuşursak, ne yazık ki metropol bir şehirde dışarıda çok sık yapılabilen bir eylem değil. Genel yemek zincirlerinde kullanılan yağ ve malzemeler aşırı tüketildiğinde kilo yapabilecek cinsten ürünler olduğu için, haftanın beş günü dışarıdan yemek yemek de çalışanın kişisel hayatına dolaylı yoldan büyük zarar vermiş oluyor.
Bunlara ek olarak, herhangi bir ofis ortamına girildiği vakit dış görünüşe önem vermek gerektiğinden, günlük olarak dış görünüm için ekstra vakit harcanıyor. Kadınlar adına; sabahları makyaj, kıyafet ve saç için ayrılan süre yerine daha verimli bir çalışma ortamı yaratarak şirkete katkı sağlamak mümkün. Erkekler için ise günlük olarak sakal tıraşı olmak ve bir pantolon, gömlek ütülemek için ayrılan sürede şirkete daha faydalı ve verimli katkı sağlamak mümkün görünüyor.
2019 YILI SONRASI KAZANDIĞIMIZ ALIŞKANLIKLAR
Bilindiği üzere 2019’da Korona virüsünün etkisiyle gerek dünya düzeni, gerekse insanların alışkanlıkları bir anda değişti. Dönem gereğince karantina altına girmek, insanların çalışma hayatında köklü bir değişim getirdi. 2019’da Wuhan’da meydana gelen Korona virüsünden önce de evden çalışma kültürüne sahip şirketler olsa bile, bu şirketler azınlıktaydı veya belirli bir meslek için geçerliydi. Karantina ile beraber insanlar ofis ortamından uzak bir şekilde ev konforunda çalışmak durumunda kalmıştı. Bu durum toplumun bir kesimini bir hayli rahatsız etse de, halen bir kesim için fevkalade bir değişim olarak görülüyor.
Ofis ortamından ayrılarak evden çalışma sistemine geçmek, insanların ev geçimine katkı sağlamasına, kendilerine kaliteli ve daha sık vakit ayırmalarına olanak sağladı. Evrensel olarak, insanın kendine vakit ayırmasının önemi bu dönemde öğrenildi. Bu dönemde çoğu çalışanın ev yemekleri alanında kendilerini geliştirdikleri, düzenli spor hayatına geçiş yaptıkları görülmüştü. İnsanlar bu dönemde fiziki yorgunluğu bir kenara bırakıp, zihin sağlığının kalitesine odaklanıp önem verilmişti. Bu dönemde insanlar sosyalleşmenin önemini anladı ve alışılmış olan tüm tabuların bir hadise ile değişebileceğini fark etti.
Yorum yaz