“Masumiyet Müzesi,” Orhan Pamuk’un 2008 yılında yayımlanan bir romanıdır. Kitap, aynı zamanda Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasının ardından yayımlanan ilk romanıdır. Bu yazımızda sizler için Masumiyet Müzesi kitabından düşündüren alıntıları bir araya getirdik.
Masumiyet Müzesi, bir aşk hikayesi etrafında şekillenirken, aynı zamanda modern Türkiye’nin toplumsal ve siyasal değişimini yansıtan bir panoramayı da sunar. Kitabın başkarakteri Kemal, İstanbul Üniversitesi’nde okuyan genç bir adamdır. Bir sergide tanıştığı kuzeni Füsun’a aşık olur ve onunla bir ilişkiye başlar. Ancak Füsun’un kayboluşu, Kemal’in hayatını değiştirir ve onu Füsun’a olan takıntılı aşkının izini sürdüğü bir yolculuğa çıkarır. Kemal, bu süreçte aynı zamanda 1970’lerden 2000’lere kadar Türkiye’nin sosyal ve kültürel değişimine tanıklık eder.
MASUMİYET MÜZESİ KİTAP İNCELEMESİ
Alıntılara geçmeden okuyacağımız kitabın ufak bir incelemesini yapalım. Kitabın ismi olan “Masumiyet Müzesi,” Kemal’in Füsun’a olan aşkının sembolik bir ifadesidir. Kemal, Füsun’a ait her türlü nesneyi saklar ve bir “masumiyet müzesi” oluşturur. Bu müze, aynı zamanda toplumsal ve tarihsel değişimlere dair de bir metafordur. Roman boyunca Kemal’in anıları ve iç monologları, Türkiye’nin tarihsel geçmişi ve modernleşme süreci üzerine düşüncelerle iç içedir.
Kitap, Orhan Pamuk’un karakteristik olarak derinlemesine düşünce, hafıza, kimlik ve modernlik gibi temaları işlediği eserlerinden biridir. “Masumiyet Müzesi,” hem aşkın hem de toplumsal değişimin karmaşıklığını anlatarak okuyuculara derinlemesine bir deneyim sunar. Kitap içerisinde yer alan biletle aynı zamanda müzeyi ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz.
MASUMİYET MÜZESİ ALINTILARI
“Gerçek aşk acısı, varlığımızın en temel noktasına yerleşir, bizi en zayıf noktamızdan sımsıkı yakalar ve diğer bütün acılara derinden bağlanarak bütün gövdemize ve hayatımıza hiç durdurulamayacak bir şekilde yayılır.”
“Caddeden geçen ilk kırmızı araba soldan gelirse Füsun”dan bir haber alacağım, sağdan gelirse daha bekleyeceğim.” der, Satsat”ın penceresinden yoldan geçen arabaları sayardım… “Üst geçitteki merdivenin basamakları tek sayıysa, Füsun”u yakında göreceğim,” derdim. Basamakların çift çıkması acımı artırır, uğurumun tutması ise beni bir an rahatlatırdı.”
“Başkalarının ne dediği elbette en sonunda önemli değildir. Önemli olan hissettiklerimizin hakikiliği, sahiciliğidir.”
“Füsun kolonyayı dökerken Kemal”i sona saklamıştı. İnsan vedalarda en sevdiğini sona saklar…”
“Aslında kimse, onu yaşarken hayatının en mutlu anını yaşadığını bilmez.”
“Bana yalan söylemeni isterdim aslında… Çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler.”
“Çok talihsiz bir zamanda karşılaştık.”
“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi ? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu..”
“Bana yalan söylediğinden eminim,” dedi Füsun. “Bana olan saygın çabuk tükendi.” “Bana yalan söylemeni isterdim aslında… Çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler.”
“Hazreti İbrahim, koyunun oğlunun yerini alacağını başta tabi bilmiyor,” dedim. “Ama Allah”a o kadar inanıyor ve onu o kadar çok seviyor ki, sonunda kendisine Allah”tan hiçbir kötülük gelmeyeceğini hissediyor… Birisini çok çok seversek, onun için en kıymetli şeyimizi verirsek, ondan bize bir kötülük gelmeyeceğini biliriz. Kurban budur.”
“Bugün onu kaybettiğim için olduğu kadar, ona hak ettiği kadar iyi davranamadığım için de, bak yıllar sonra hâlâ acı çekiyorum. Oğlum, bir kadına, zamanında, iş işten geçmeden iyi davranmayı bilmek lazım.”
“Kalabalığın kafamın içinde dur durak bilmeden dolanan uğultusu, orkestranın tangırtısı ve şehrin iniltisi sandığım amansız gürültü, ondan uzak olmanın huzursuzluğuymuş yalnızca.”
“İnsanın evi karnının doyduğu, kalbinin olduğu yerdedir.”
MASUMİYET MÜZESİ NEDİR?
Kitabı okudunuz, ücretsiz biletinizi aldınız ve artık o müzeyi görmek istiyorsunuz. İşte Masumiyet Müzesi hakkında bazı bilgiler…
Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un hem yazdığı bir roman hem de yaptığı bir müzedir. Pamuk 1990’lardan itibaren romanı ve müzeyi baştan beri birlikte düşündü. 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen aşk romanı, biri zengin diğeri orta halli iki aile üzerinden geçmişe dönüşler ve hatıralarla birlikte 1950-2000 arası İstanbul hayatını anlatıyor.
Müzede ise romanda anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergileniyor.
Müzeden zevk almak için romanı okumaya gerek yok. Tıpkı romandan zevk almak için müzeyi gezmeye gerek olmadığı gibi. Ama romanı okuyanlar, müzenin çeşit çeşit anlamını daha iyi kavrayacakları gibi, müzeyi gezenler de, romanı okurken fark etmedikleri pek çok şeyi görecekler. Roman 2008 yılında yayımlandı, müze ise 2012 baharında açıldı.
MASUMİYET MÜZESİ NEREDE, NASIL GİDİLİR?
Taksim’den 12, Galatasaray’dan 8, Tophane’den 8, İstanbul Modern’den 10, Cihangir’den 10 dakika uzaklıktadır. Tramvayla gelecek olanların Tophane durağında inip sekiz dakika yürümeleri gerekir. Masumiyet Müzesi İstanbul’da, Çukurcuma’da, İstiklal Caddesi ile Tophane arasındadır.
Çukurcuma Caddesi, Dalgıç Çıkmazı, 2, 34425, Beyoğlu, İstanbul, Türkiye
İletişim bilgileri:
Telefon: 00 90 212 252 97 38
Faks: 00 90 212 252 97 48
Email: info@masumiyetmuzesi.org
MASUMİYET MÜZESİ HANGİ GÜNLER AÇIK?
MASUMİYET MÜZESİ GİRİŞ ÜCRETİ 2023
Müzenin güncel 2023 ücretleri aşağıdaki şekildedir:
Bilet Ücretleri:Tam (T.C. Vat): 150 TL, İndirimli: 75 TL
Öğrenci ve 65 yaş üstü ziyaretçilerimiz müzemize indirimli giriş yapabilirler.
Sesli Rehber / Rehberli Tur: 10 TL
Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanının son sayfalarındaki bileti gişede damgalatarak (1) davetiyenizi almanız mümkündür.
Masumiyet Müzesi biletinizi müze girişinin solunda kalan bilet gişesinden (Pazartesi günleri hariç) her gün 10:00 – 17:30 saatleri arasında satın alabilirsiniz.
ORHAN PAMUK ÖNCE ROMANI YAZIP, SONRA MÜZEYİ Mİ YAPTI?
Orhan Pamuk ta baştan, 1990’lardan beri romanı ve müzeyi birlikte düşündü. Romanı, müzeyi düşünerek ve sergilenecek eşyaları toplayarak yazdı. Bu karmaşık süreç hem Masumiyet Müzesi adlı romanda hem de müze kataloğu – Şeylerin Masumiyeti’nde anlatılmaktadır.
MASUMİYET MÜZESİ’NDE YENİ OLAN NEDİR?
Müze, romanda sözü edilen eşyaları ve imgeleri sergileyerek, hikâyeye uygun bir atmosfer yaratır. Aynı zamanda hem kurgusal bir müze hem de küçük bir “yirminci yüzyılın ikinci yarısında İstanbul hayatı” müzesidir.
MÜZEDE SERGİLENEN EŞYALAR HANGİ MANTIKLA TOPLANDI?
Pamuk sevdiği, hoşuna giden eski eşyaları tanıdıkların evlerinden ve eskicilerden toplayarak işe başladı. Sonra yavaş yavaş Kemal ile Füsun’un hikâyesini oluşturdu. Romana uygun bir eşyayı bir eskici dükkânında görüp alıyor, sonra bu eşyayı yazdığı romanda tasvir ediyordu. Bazan karşılaştığı bir eşya romana yeni bir hikâye sunuyor, bazan da hikâyeye uygun eşya arıyordu. Müzedeki en büyük ve hakiki eşya, bir zamanlar içinde Keskin ailesinin yaşadığı ve sonra müzeye çevrilen binadır.
ORHAN PAMUK NİYE BÖYLE BİR MÜZE YAPTI?
Tıpkı bir romanını ilk yayımladığı günlerde sorulan, “Bu romanı niye yazdınız?” sorusu gibi Pamuk’un bu soruya verilecek tek cümlelik bir cevabı yok. “Müzeleri sevdiğim için,” Pamuk’un sık sık verdiği cevaplardan biri. Pamuk İstanbul adlı otobiyografik kitabında anlattığı gibi 23 yaşına kadar ressam ve mimar olmayı düşlemiş, sonra birden ikisini de bırakıp romancı olmuş ve içindeki ölü ressamın düşlerini hep görmüştü. Pamuk, bu soruyu müzenin kataloğu Şeylerin Masumiyeti’nin giriş yazılarında tartışıyor.
Yorum yaz