Toplumsal

2025’te kadın olmak nedir?

Paylaş
Kadın olmak. / Artboard
Kadın olmak. / Artboard
Paylaş

Cinsiyete göre ayrım yapmak tabii ki doğru değil, fakat bir kadın olarak hisleri daha farklı yaşadığımıza tanık oluyoruz. Peki gerçekte kadın olmak nedir? Gelin beraber bakalım…


Birden fazla rol ve aynı şekilde beklentilerin üzerimize yapıştırıldığı bu dönemde bir kadın olarak neler hissediyoruz? Neşe, korku, heyecan, stres ve geri kalan her duyguyu zirvede yaşarken stabil olmayan bir ruh hali içerisinde yaşıyor olmak. Kadın olmak bir davranışlar bütünü müdür, fiziksel bir belirti midir -yoksa mutlu olduğumuz şekilde yaşamak mıdır? Gelişigüzel bir sıralama ile toplumda kadın olmanın arka planda bize düşündürdüklerini listeledik.

GÜZELLİK ALGISI İLE SAVAŞABİLMEK

Zaman ve değişimlerle şekillenen güzellik algısı, uzun yıllardan beri kadınları etkileyen en büyük unsurlardan biri olarak göze batıyor. Bu algının kendini yeterli ve mutlu hissetme duygusu ile bağdaştırılması gerekirken, kadınlar artık istemeden de olsa toplum onayı bekliyor.

Bireysel güzelliğin fiziki kabul edildiği bu dönemde kadınlar birbiri ile yarış haline giriyor. Göreceli olan bir kavramın bu kadar büyütülerek ilah edilmesi, kadın ruh sağlığını büyük ölçüde etkiliyor. Zihinsel olarak yetersiz hissettirecek kapasitedeki algıyı değiştirmek de kadınlarımızın kendi ellerinde.

Kadınlar

ANNELİK VE DİŞİLİK OLGULARINI YÖNETMEK

İki cinsiyet ayrımının başlangıcından bu yana, kadın cinsi için doğurganlık birinci plana koyulmuştur. Sosyolojinin alt kolları açısından doğurganlık ve dişilik özelliklerinin kadınları hapsetmesi sağlanmıştır.

Gelişime kapalı ve bu olgunun içinde mahsur kalan kadınlar, dönem dönem büyük karşıtlıklarla geri dönüş sağlarken bazen de duruma ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Anne olmak tabii ki kadına aittir, fakat asıl sorun bu aidiyetin toplum içerisindeki kimliği değiştirmesine izin vermektedir. Bunun önüne geçildiğinde düzenli bir toplum yapısına erişmiş olacağız.

DENEYİMLER VE BEKLENTİLERLE GERÇEKLEŞTİRİLEN KARARLAR

Kadınlarımız toplum içerisinde çeşitli atfedilmelerle birlikte yaşıyor. Günümüzde de olmak üzere, kafa yapısı olarak sağlıklı bir ortamda yetişme şansı bulamayan kadın çok fazla. Şans bakımından zengin olanlar kendi değerlerini anlayarak toplumda isteklerini dile getirebiliyor ve buna uygun şekilde yaşamayı sürdürüyor.

Öte yandan yalnızca manipülasyonun beraberinde getirdiği atfedilmiş belirli öncü özellikler ve eylemler -ısrarlar sonucunda- nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor. Kadınlarımız kendi seslerinden korkar hale getiriliyorlar; korkunun temelinde ise gelişme çağında dayatılmış olan yasaklar ve kurallar var. Kuralların önüne geçerek kendi sesimizi duymak ve duyurmak da bizim elimizde.

YER EDİNMEK, SES DUYURABİLMEK

Toplumda verilen kararlarda söz sahibi olma emeli ile savaşılan dönemler düşünüldüğünde, modern dünyada söz hakkına sahip olduğumuz inkar edilemez boyutta. İçinde bulunulan döneme giriş yapabilmek de ayrımcılığı inkar ederek kendine yetebilme özverisine ve gücüne sahip olmaktan geçiyor. Gerekli güce sahip olduğunu hissettikten sonra, engeller sadece çakıl taşı olarak gözüküyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün hikayesi

BEYAZ ATLI PRENSESLER

Benliğin ve benliği oluşturan tüm elementlerin (bunun içinde beden, fikirler, tavırlar ve eylemler gizlidir) yalnızca ve katiyen kendine ait olduğunu kabullenmek başlı başına bir değişim olacaktır. İnişli ve çıkışlı hayat zarfında kusursuz olmak kimsenin haddi değildir.

Buna rağmen kusursuz olmanızı bekleyen tabuları yıkarak, yaşanan inişlerin ve tatsızlıkların da benliğin bir parçası olduğunun farkına varmak çoğu şeyi zihinsel olarak düzeltiyor. ‘Geleneksel’ kadın rolüne devam etmeyi bırakıp, içimizden geldiği gibi davrandığımızda çok daha mutlu olacağız. Özetle, kadın olmak aslında net bir cevabı olmayan bir betimleme, zira her kadın için farklı bir deneyim olarak yaşanıyor olacak.

Aşağıya birkaç kadın olma deneyimi ekliyorum:

“İlk kez 24 yaşında kendi daireme taşındığım gün kendimi bir kadın gibi hissettim. Hayatımın tamamını ailemle yaşadım ve bu birçok kısıtlamayla geldi, ancak taşındıktan sonra hayatım sonunda tamamen benim oldu. Kendi mobilyalarımı seçebiliyorum, istediğim zaman tabaklarımı yıkayabiliyorum, müziğimi istediğim kadar yüksek sesle çalabiliyorum. Tüm benliğim olabiliyorum!”

“Benim için kadın olmak, sizden asla alınamayacak bir güce erişmek anlamına geliyor. Kadın olmanın ne anlama geldiğini, dünyanın asla benim lehime dönmeyeceğini anladığım gün öğrendim ve bu nedenle kendime her zaman güçlü olduğumu, değerli olduğumu ve bu dünyanın sunabileceği her güzel şeye layık olduğumu teyit etmeliyim.”

“Sanırım kendimi ilk defa doğru düzgün savunduğumda kendimi bir kadın gibi hissettim. Büyürken fikirlerim konusunda oldukça güvensizdim ve başkalarının düşüncelerine kendi düşüncelerimden daha çok inanıyordum. İlk kez ‘Hmm, bu doğru değil ve bu konuda bir şeyler yapacağım’ diye düşündüğümde kendimi bir kadın gibi hissettim.”

“Kadın olmak, güçlü bir kimlik duygusuna sahip olmak, vücudunuzu zamanla uyum sağlayan ve değişen bir şey olarak kabul etmek, kendinize güvenmek ve hayatınızdaki insanları geliştirmek anlamına gelir. Bu, büyümek için yeterince açken sahip olduklarınız için minnettar olma bilgeliğine sahip olmanız anlamına gelir. Her düzeyde diğer kadınlara ve kızlara göz kulak olmak anlamına gelir. Sizden daha az şeye sahip olan topluluklar ve nüfuslarla uyum sağlamanın yollarını bulmak anlamına gelir. Kadın olmanın ne anlama geldiğini kendi annemi izleyerek öğrendim.”

“Küçük bir kız çocuğu gibi giyindiğimde kendimi bir kadın gibi hissettiğimi hatırlıyorum. Klipsli küpeler ve plastik yüksek topuklu ayakkabılar beni güçlü hissettiriyordu. İlk kez, diğer kadınlarla olan kardeşlik bağının, hayatın bana attığı her türlü engeli aşmamı sağlayabileceğini fark ettiğimde kadın olmanın gücünü hissettim. İnsanlar genellikle sadece kadın olduğumuz gerçeğinden dolayı kadınların ne yapabileceklerine karar vermeye çalışırlar.”

“Genç bir kadın olarak, hâlâ öğreniyor, büyüyor ve bir kadın oluyorum. ‘Kadın gibi hissettiğim’ kesin bir nokta yok. 19 yaşında, hâlâ öğrenilecek ve deneyimlenecek çok şey var. Büyümek için çok zaman var, oraya adım atarak ilerliyorum.”

“Kadın olmayı, başkalarının kadınların neler yapabileceğine dair sınırlamalarını veya varsayımlarını kabul etmemeye ve kendi hayat potansiyelimi yaşamaya karar verdiğimde öğrendim.”

Paylaş
Yazar:
Şule Yılmaz -

"Doğru veya yanlış fikir yoktur, yalnızca fikrin bakış açısından bakamamışsınızdır."Küçüklüğünden beri kitaplarla iç içe olmasının üzerine Edebiyat bölümünü bitirdi. İngiliz Dili ve Edebiyatı'yla bol kaynak ve bilgi birikimi edindi, sonrasında Felsefe bölümüne başlama kararı aldı.

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

İlgili içerikler
Yarım sandviç deneyi sahnesi, Adolescence
FelsefeToplumsal

Yarım Sandviç Deneyi nedir?

“Yarım Sandviç Deneyi”, bireylerin otorite figürlerine karşı tutumlarını ölçmek için kullanılan psikolojik...

Toplumsal

Boğaziçi Üniversitesi protestoları beşinci yılında

Boğaziçi Üniversitesi’nde dört yıldır süren yönetim krizi, öğrenciler ve akademisyenler üzerinde büyük...

Toplumsal

Doom Scrolling nedir, etkileri nelerdir?

Günümüzün kaçınılmaz eylemlerinden biri olan Doom Scrolling (Kıyamet Kaydırması) durumunun toplum üzerindeki...

Toplumsal

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün hikayesi

Kadınlar günü, her yıl aynı dirençle kutlanıyor. İşte bu özel günün, 8...