Topkapı Sarayı’nın Harem bölümünde yer alan tarihi kedi kapısı restore edilerek yeniden kedilerin kullanımına açıldı. Osmanlı şefkatinin sembolü yeniden canlandı.
Osmanlı döneminde saray kedilerinin özgürce dolaşabilmesi için yapılan Topkapı Sarayı’ndaki tarihi kedi kapısı, aslına uygun bir restorasyon sürecinin ardından yeniden hizmete açıldı. Yüzyıllardır saray yaşamının sessiz tanığı olan bu küçük geçit, Osmanlı’nın hayvan sevgisini günümüze taşıyor.
KEDİ KAPISI YENİDEN KEDİLERİN HİZMETİNDE
Topkapı Sarayı’nın Harem bölümünde yer alan, Karaağalar Koğuşu’na açılan tarihi kedi kapısı restore edilerek yeniden kedilerin kullanımına sunuldu.
Osmanlı döneminde sarayda yaşayan kediler için yapılan bu küçük kapı, sadece mimari bir detay değil aynı zamanda dönemin evcil hayvanlara gösterdiği sevgi ve özenin bir yansıması.
Uzun yıllar boyunca saray taşlarında dolaşan kediler, bugün de aynı güzergâhta yürümeye devam ediyor. Sarayda bir dönem yaşayan ancak üç yıldır kayıp olduğu düşünülen kedi Mülayim’in torunu Şerbet, atalarının izinden giderek yeniden açılan kapıdan geçiyor.

KEDİLERİN GİRİŞ VE ÇIKIŞLARINI RAHATLATMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ
Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, kedi kapısının bulunduğu Karaağalar Koğuşu’nun saray yaşamında önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
Kocaman, sarayda görevli erkek hizmetlilerin “Karaağalar” veya “Zülüflü Baltacılar” olarak anıldığını belirterek şunları söyledi:
“Kadın görevlilere cariye deniyor, erkek hizmetlilere de Karaağalar veya Zülüflü Baltacılar deniyor. Osmanlı dönemi ve farklı toplumlarda da görülen Karaağalar uygulaması Topkapı Sarayı’nda da uygulanmıştır. Süre gelen bir hizmet birimi olarak görünmektedir.”
Kocaman, sarayda yaşayan insanların kedilerle yakın bir ilişki kurduğunu belirterek şu ifadeleri ekledi:
“Bu hayvanlar saray içine alınmış. İnsanlar yanlarına almış. İnsan ve evcil hayvan yakınlaşmasını buralarda rahatça görüyoruz. Kediler yanlarında yaşadığı için giriş çıkışını rahat sağlamak amacıyla kapının altında kedilere özel bir kapı da hazırlanmış.”

KARAAĞALAR KOĞUŞU NEDİR?
Kocaman, Karaağalar içinde en üst statüyü taşıyan kişinin Darüssaade Ağası olduğunu, kedi kapısının bulunduğu odaların ise bu görevi üstlenmeden önceki kişilere ait olduğunu belirtti:
“Kedi kapısının olduğu odanın Darüssaade Ağası’ndan önceki statüyü alanların kullandığı odalar olduğunu biliyoruz. Onlar da yanlarında bu evcil hayvanları taşıdığı için onların bizzat kullanmış olduğu odalardır.”
Ayrıca sarayın sadece kedilere değil, farklı hayvan türlerine de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Kocaman, ikinci avluda yer alan ceylan su yalaklarını örnek gösterdi:
“Evcil hayvanlar dışında farklı hayvanların da burada olduğunu biliyoruz. Bunlar için altyapıları da ecdat hazırlamış, bunlar da ziyarete açık alanda.”

MÜLAYİM’İN TORUNU ŞERBET, DEDESİ GİBİ KAPIYI KULLANIYOR
Kocaman, sarayın meşhur kedisi Mülayim’in yıllarca bu küçük kapıdan geçtiğini, bugün ise onun torunu Şerbet ve diğer kedilerin aynı yolu kullandığını dile getirdi.
Tarihi kedi kapısının yeniden açılmasıyla birlikte, Topkapı Sarayı bir kez daha geçmişle bugünü birleştiren sessiz ve zarif bir geleneği yaşatıyor.
Daha fazla kültür-sanat içeriği için bizi sosyal medya adreslerimizden takip edin! Instagram'da @siyahdergicom, Twitter'da @siyahdergi ve TikTok'ta @siyahdergicom ♥












Yorum yaz