Yıl sonu ritüeline dönüşen Spotify Wrapped, basit bir müzik listesi değil. O, dijital çağın en büyük toplumsal kabul töreni ve veri biliminin psikolojiyle buluştuğu devasa bir deney.
Aralık ayının gelmesiyle kaçınılmaz olan gerçekleşti ve sosyal çevrelerimiz bir anda yeşil-siyah grafiklerden oluşan bir renk cümbüşüne döndü. Herkes büyük bir telaşla “Müzikal Karakterini” paylaşarak ne kadar entelektüel, ne kadar eğlenceli ya da ne kadar “dolu” bir ruha sahip olduğunu kanıtlama yarışına girdi. Kabul edelim, bu artık sadece müzik dinlemekle ilgili bir durum değil. Bu, verilerimizi algoritma tanrılarına sunup karşılığında havalı bir kimlik kartı aldığımız modern bir hasat festivali. O listelere sadece hangi şarkıyı sevdiğimizi hatırlamak için değil, dünyanın bizi nasıl görmesini istiyorsak o versiyonumuzu sergilemek için bakıyoruz.
VERİ YIĞINLARI DUYGULARI ÖLÇEBİLİR Mİ?
Biz sonuçları romantize etsek de makinenin dili oldukça soğuk ve kesin. Hightouch verilerine göre, sistemin bir dinlemeyi kayda alması için o şarkıya en az 30 saniye tahammül etmeniz yeterli, ancak algoritma duyguyla değil, tekrarla ilgileniyor. Makromusic‘in geliştirici notlarında da işaret edildiği gibi, karşımıza çıkan o “Siz busunuz” tablosu aslında en sevdiğimiz anlardan değil, algoritmaya en çok veri sağladığımız anlardan oluşuyor. Sırf uyumak için her gece arka planda açtığınız “Yağmur Sesleri” listesi, gerçekten ağlayarak dinlediğiniz ama ayda sadece bir kez açtığınız o özel şarkıyı ezip geçebiliyor. Veri bilimi “ne kadar çok” sorusuna cevap veriyor ama “ne kadar derin” sorusu hala yanıtsız.
DİJİTAL KABİLENİN KABUL TÖRENİ
Bu çılgınlığın arkasındaki itici güç müzik zevki değil, “Ben de buradayım” deme ihtiyacı. VICE‘ın analizinde “tetikleyici” olarak tanımladığı şey tam olarak bu; modern bir kabile ayini. Eskiden lisede giyilen rock grubu tişörtleri neyse, bugün Wrapped hikayeleri o. Paylaşım yaparak aslında ait olduğumuz sınıfı, kültürü ve statüyü işaretliyoruz. Paylaşmayanlar ise sessiz bir dışlanmışlık, bir tür “görünmezlik” hissediyor. Herkesin konuştuğu o büyük partiye davet edilmemiş gibi hissetmemek için, biz de verilerimizi vitrine koyuyoruz.

YAPAY ZEKANIN YAZDIĞI KARİKATÜR OTOBİYOGRAFİLER
2025 yılı, yapay zekanın (AI) işi tamamen devraldığı yıl oldu. TokenRing raporlarına göre, Spotify artık bizi sadece dinleyici olarak değil, davranışsal kümeler (cluster) olarak görüyor. Ancak ResearchGate‘teki eleştiriler haklılık payı taşıyor; yapay zeka bizi gerçekten tanıyor mu, yoksa bizi olmamız gereken kalıplara mı zorluyor? Sadece odaklanmak için açtığınız bir Lo-Fi listesi yüzünden sistemin sizi “Melankolik Gezgin” ilan etmesi, karmaşık insan ruhunu basite indirgemekten başka bir şey değil. Yapay zeka bize bir ayna tutuyor ama bu çoğu zaman dev aynası değil, lunaparklardaki o şekil bozan aynalardan biri.
PAZARLAMA BAŞYAPITI: GÖNÜLLÜ SADAKAT DÖNGÜSÜ
İşin ticari boyutu ise, modern pazarlama tarihine geçecek bir başarı hikayesi. NoGood stratejistlerinin belirttiği gibi, Spotify dünyanın en büyük reklam kampanyasını tek kuruş harcamadan bizzat kullanıcılarına yaptırıyor. Bizler, o renkli grafiklerin cazibesiyle markanın gönüllü reklam panolarına dönüşürken, aslında bir takas yapıyoruz: Spotify bize sosyal sermaye (havalı bir kimlik) veriyor, biz de ona sadakatimizi ve bedava reklam alanımızı sunuyoruz. Bu döngüde kaybeden yok belki ama kazananın kim olduğu çok açık; biz hikayemizi paylaşırken, onlar imparatorluklarını büyütmeye devam ediyor.
Daha fazla kültür-sanat içeriği için bizi sosyal medya adreslerimizden takip edin!
Instagram'da @siyahdergicom,
Twitter'da @siyahdergi
ve TikTok'ta @siyahdergicom ♥
İçerikleri URL ile kaynak gösterip kısmen kullanabilirsiniz. Aksi halde telif haklarımız bulunmaktadır.












Yorum yaz