Dünyaca Ünlü Alfred Hitchcock Ve Filmlerinin Anlatmak İstedikleri Nelerdir?

Dünyaca Ünlü Alfred Hitchcock Ve Filmlerinin Anlatmak İstedikleri Nelerdir?

Bu başlık altında ilk olarak Hitchcock filmlerinin konuları ve bizlere verdiği mesajlar üzerine değineceğiz. Fakat bunlara değinmeden önce Hicthcock sineması hakkında biraz bilgi verelim.

Alfred Hithcock sineması, gerilim ve psikoloji sineması üzerine bilinir. Gerilimin ustası olarak anılan bir yönetmendir. Filmlerinde genellikle gerilim, komedi, dram, aşk kavramlarını işlemiştir ve bu kavramları usta bir şekilde harmanlayarak izleyiciye sunması Hicthcock’un filmlerini şahesere dönüştürmüştür.

İlk Hitchcock filmimiz;

North By Northwest

North By Northwest filminin konusu; New York’ta yaşayan bir reklamcı olan Roger Tornhill, bir gün arkadaşlarıyla buluşmak için bir bara gider. Burada 2 kişi ile karşılaşarak kent dışında bir malikaneye götürülür. Burada adının Townsend olduğunu öğrendiği bir adam tarafından sorgulanır ve bildiği bazı bilgilerin kendisine verilmesini ister. Konuşma esnasında kendisine “Kaplan” ismiyle hitap edilmesinden bir yanlışlık olduğunu anlayan Tornhill, kendisinin aradaki kişi olmadığını söylese bile karşı tarafı ikna edemez. Zorla içki içirilerek bir uçurum kenarına bırakılır. Buradan kurtulur ve Kaplan ismi olduğu bilinen kişiyi bulmaya çalışır. Böyle biri kayıtlarda olsa da gerçekte yoktur. Amerikan gizli servisi tarafından bazı gizli örgütleri tuzağa düşürmek için uydurulmuş hayali bir kişiliktir.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Hitchcock sineması olasılıklara açık bir sinemadır. Her an her şey olabilir mesajı izleyicilere aktarılmak istenmektedir. North By Northwest filminde de Hitchcock her şeyin her an olabileceğini, insanların tesadüf eseri yaşadıklarını izleyicilere bir casus hikayesiyle sunmaya çalışmıştır. Kaçırılan Torhnill’ın başına beklenmediği olayların gelmesi ve bir yanlış anlaşılma sonucu hayatının değişebileceği anlatılmıştır. İnsanların günlük hayatlarında neyin ne zaman olacağı, nasıl olacağı belli olmayacağı gibi belli olmayan şeylerin bile insanların hayatlarındaki etkileri üzerinde bir bakış açısıyla işlenmiştir.

 

 

 The Brids

Yönetmen Alfred Hitchcock Kuzey Kalifornia’da gazete de gördüğü bir haberden etkilenmiş ve olay ile Daphne du Maurier’in bir kısa öyküsüyle birleştirerek bu filmi çekmiştir. Filmin konusu; Melanie Daniels, San Francisco’da kuş satan bir dükkanda Mitch Brenner’la tanışır. Mitch kız kardeşinin doğum günü için ona bir çift muhabbet kuşu almak istemektedir, ancak mağaza da muhabbet kuşu yoktur. Melanie ve Mitch, bu sıra da daha önce tanışmış olabilecekleri ihtimalleriyle karşılaşırlar. Bu durum bir aşk üçgenine dönüşür ve doğum günü esnasında çıkan bir kuş saldırısıyla işer iyice karışır.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Bu filmde verilmek istenen mesaj, insan dışındaki canlıların hayatımızı olumsuz etkiledikleri zaman buna pasif olarak izleyici kaldığımızı ve belki de insanın aciz olduğunu anlatan bir filmdir. Film de doğanın insandan öç alması algısı da oluşturulmuştur.

 

 

 

 Pyscho

Psycho filmi, bir sekreter olan Marion Crane ve yalnız başına yaşayan bir hotel sahibi Norman Bates arasındaki karşılaşmayı anlatmaktadır.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Şizofren hastası üzerine kurulu olan film, karışık zihnin yalnızlığını, insanlardan yalıtılmışlığını ve en önemlisi hayata dair boşluğunu anlatmak istemektedir. Hitchcock’un gerilim ustası olmasıyla ünlü olduğu ve aslında en büyük ününü yaşadığı filmlerden biridir.

 

 

 

 

Rope

Rope filmi, aynı evde yaşayan iki gencin filozof Nietzsche’nin bir felsefi düşüncesinden etkilenerek bir arkadaşlarını iple boğup öldürmeleri ve cesedi evde saklayarak bir parti vermeleri, bu partide üniversiteden hocalarını bir şekilde zekalarıyla etkilemeye çalışmaları anlatılmaktadır.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Filmde anlatılmak istenen, insanların toplumsal ve ahlaki kurallar çizgisinden çıkmasının doğuracağı olumsuzluğu, insanların kendine verdiği önemin bir başkasının yaşantısının çiğnenme hakkıyla olmaması gerektiğidir.

 

 

 

 

Spellbound

Spellbound filmi, Göreve yeni atanan bir doktorun bir akıl hastanesinde yaşadıklarını anlatmaktadır. Doktor’un gelişiyle merakları artan hasta sakinlerinin kimi doktorun tuhaf hallerine anlam vermekte zorlanacak, hatta içlerinde katil olduğunu düşünenler bile olacaktır.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Kadınlar, aşık olana denk en iyi psikiyatristlerdir. Aşık olduktan sonra ise en iyi hastalardır. Yani bu filmle, aşık olan bireylerin kendilerine bakış açılarının bile değiştiği gözlemlenir. İnsanların aşık olduktan sonra karşısındakinin bunalımlı ve karışık hayatını çözmeye çalıştığını anlatan Hitchcock’un psikolojik gerilim filmidir.

 

 

 

 

 Vertigo

San Francisco polislerinden Dedektif Scottie Ferguson bir suçluyu kovalarken damdan düşen ortağını kurtaramaz ve kendisinde yükseklik korkusu başlar. Polisliği bırakan ve özel dedektif olan Scottie’yi, eski okul arkadaşı Gavin Elster karısını takip etmesi için tutar.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Film ilk başta dedektifin yükseklik korkusuyla başlamış daha sonra aşk hikayesine dönüşmüştür. İçerisinde birçok konu barındırmaktadır. Bir bakıma film insanların insanlara olan güvenini de test ediyor denilebilir. Arkadaşının karısı için tutulduğunu bilen bir dedektif, arkadaşının karısına aşık olmaktadır ve burada hem ihanet hem de güven problemi insanların kafasında soru işareti yaratabilmektedir.

 

 

 

 

Rear Window

İş kazası geçirerek ayağını kıran ve evinden çıkamayan foto muhabiri gazeteci Jefferies’in canı çok sıkılmaktadır. Kendisi haftalarca yerinden kıpırdamayacağından dolayı yan apartmandaki komşularını fotoğraf makinesiyle izlemeye başlamaktadır. Bu sayede insanların özel hayatlarına dair birçok bilgi edinmektedir. Sık sık gördüğü komşusunu göremeyince bir şüpheye kapılır ve araştırmaya başlar.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Film başkalarının hayatını izin olmadan sorgulama konusunda ilgi çekicidir. İzin olmadan izlenen hayatların zararlı yanlarından çok yararlı yanlarının da olabileceği öne sürülse de film, izin olmadan başkalarının hayatının izlenilmemesi gerektiğini sorgulamaktadır.

 

 

 

 

Rebecca

İngiliz yazar Daphne du Maurier’in 1938 tarihli Rebecca romanından uyarlanmıştır. Genç ve saf bir kadın zengin bir adam olan Maxim de Winter’la evlenir. İlk zamanlarda herhangi bir problem olmasa da zamanla kocasının ve evdeki hizmetçilerinin eşinin ilk karısına karşı duyduğu bağlılığı görmeye başlar. Evde yaşayan hiç kimse Rebecca’nın bıraktığı izleri silememiştir. Film evliliğinde bu izleri fark eden genç kadını ve tüm bu izlerin gölgesinde kalan eşinin hayat hikayesini anlatmaktadır.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Geçmişin insanı yargılamak için bir seçenek olmayacağı, seçenek olduğu taktirde ise karşı tarafa zarar vereceği anlatılmak istenmektedir. Bazı insanların bıraktığı anıların eğer yeni bir sayfa açılıyorsa hayatlarında geri de kalmasının daha doğru olacağı bu filmde anlatılmaktadır. Aksi taktirde yaşanan geçmişin geleceğe zarar vereceği düşünceleri izleyiciye aktarılmaktadır.

 

 

 

 Stangers On A Train

Guy Haines, başarılı ve ünlü bir tenisçidir. Bir senatörün kızı olan güzel sevgilisi Anne Morton ile evlenmeye karar verince, uzun süredir sadece kağıt üzerinde evli olduğu sadakatsiz karısından boşanmak ister. Uzun süredir ayrı olduğu bu karısı ise ondan para koparmak için ayrılmayı reddeder ve onu skandal çıkarmakla tehdit eder. Bu duruma sinirlenen Guy, bir tren yolculuğu sırasında bu sıkıntılarını henüz orada tanıştığı Bruno Anthony’e anlatır. Karısına o kadar sinirlidir ki Bruno’ya karısını öldürmek istediğini bile söyler. Bruno’nun da babası ile sorunları vardır ve Guy’a çapraz cinayet teklif eder.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Filmde aslında anlatılmak istenen çok fazla şey vardır. Mutsuz evliliğin getirdiği sadakatsizlik, kendi çıkarları için edilen tehditler, sinirlenip cinnet anıyla düşünülen fikirler ve bunların sonucunda ortaya çıkan bir anlaşma.

 

 

 

The 39 Steps 

Londra’ya yeni gelmiş Kanadalı çiftçi Richard Hannay’in tiyatroda tanıştığı bir kadının aynı gece esrarengiz bir şekilde öldürülmesiyle hem aranan bir suçlu duruma düşmesi hem de kendisinin bir uluslararası casusluk entrikasının içinde bulunmasını anlatmaktadır.

Peki bu filmin konusu ile bizlere anlatılmak istenen nedir?

Kendi suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışan, başı tesadüfen belaya girmiş bir adam karakteri vardır. Suçsuzluğunu kanıtlayamamış insanın psikolojisinin ele alındığı bir filmdir.

 

Yazar: Büşra Nur Ertilal

Haber Merkezi
Haber Merkezi

siyahdergi.com

Articles: 39

Leave a Reply