Toplumsal

Yüz binler Saraçhane’yi demokrasi talebiyle doldurdu

Paylaş
İBB Saraçhane binası. Fotoğraf: Serhıldan Hülakü, 21 Mart 2025
Paylaş

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 19 Mart’ta gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Ben de 1 hafta boyunca Saraçhane’deki gösterileri takip ettim. İşte alandan izlenimlerim:


İstanbul’da 19 Mart’tan itibaren başlayan ve Türkiye genelinde yayılan protestolar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasının ardından büyüdü. Bu süreçte STK’lar, siyasi partiler ve gençlik örgütleri Saraçhane’yi adeta demokrasi talebiyle doldurdu. Her akşam gerçekleşen mitinglerde yüz binlerce vatandaş “hak, hukuk ve adalet” talebiyle buradaydı. Gazeteciler ise görevleri başında polis şiddetine maruz kaldı. İşlerini yaptıkları ve polis işkencesini belgeledikleri için tutuklandı. 

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ DİRENİŞİN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ

İstanbul Üniversitesi mezunu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının 31 yıl sonra iptal edilmesi kararı, üniversitede tepkiyle karşılanmıştı. Öğrenciler, 19 Mart günü bu hukuksuz karara tepki göstermek için üniversitelerinde bir araya geldi ve polis barikatını aşan öğrenciler Saraçhane’ye doğru yürüyüşe geçti. 

Bu esnada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek olmak için vatandaşlar Vatan Emniyet önünde bir araya gelmişti. Burada protestolarını gerçekleştiren vatandaşlar, Saraçhane’ye doğru yürüme kararı aldı. Aynı saatlerde İstanbul Üniversitesi öğrencileri de Saraçhane’ye doğru yürüyüşlerine başlamıştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de kısa bir süre sonra saat 20.30’da buluşmak üzere halkı Saraçhane’ye çağırdı. 

KİTLE HALKIN TA KENDİSİYDİ

19 Mart günü saat 18.00 ile 23.00 saatleri arasında Saraçhane alanında halk ile konuştum ve olayları yakından takip etme fırsatına eriştim.

Saraçhane’deki kalabalığı oluşturan kitle sadece CHP üyeleri veya İmamoğlu’na oy verenlerden oluşmuyordu. İstanbul’daki neredeyse bütün üniversitelerden öğrenciler buradaydı. Çocuklar buradaydı, yaşlılar buradaydı, LGBTİQ+ bireyler buradaydı ve yine farklı siyasi partilerden (TİP, Emek Partisi en çok görülenlerdi) vatandaşlar da burada anti-demokratik uygulamalara ve faşizme karşı diğer vatandaşlarla mücadelelerini büyüttü. 

DİLEK İMAMOĞLU SAHNEDEYKEN ŞİRKETLERİNE EL KONULDU

Özgür Özel, CHP önceki dönem başkanlarını arkasına alarak halka seslendi ve bu anti-demokratik uygulamanın son bulması için hükümete bir kere daha meydanlardan yüklendi. Özel’den sonra halkı selamlayan Dilek İmamoğlu, “Ekrem İmamoğlu’nu sizlere (halka) emanet ediyorum,” dedi. 

Dilek İmamoğlu’nun konuşma yaptığı sırada ise İmamoğlu İnşaat’a el konulduğu öğrenildi. Aynı gün Bozdoğan Kemeri (Valens Su Kemeri) önüne abluka kuran polis, bu konuşmalar gerçekleşirken protestocularla çatışmaya devam ediyordu. 

Eylemciler sık sık CHP’li vekilleri yanlarında, en ön safta görmek istediklerini belirtse de aradıkları desteği CHP’li vekillerde bulamadılar. Burada 28. Dönem Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal’a parantez açmak gerekiyor. Halkın yanından ayrılmayan Tanal en çok takdir toplayan isimlerden. Öte yandan Çağlayan Adliyesi’nde polislere simit-poğaça ikram eden CHP 28. Dönem Bartın milletvekili Aysu Bankoğlu ise çok eleştirildi.

PROTESTOLAR YURT GENELİNE YAYILDI

Ekrem İmamoğlu protestoları, yurt geneline yayıldı. Protestolar artık Ekrem İmamoğlu özelinden çıkmış ve tamamen demokrasi mücadelesine dönüşmüştü. Halk, sokakları anti-demokratik uygulamalara karşı durmak için, özgürlüklerini yeniden elde edebilmek için, gençler üniversitelerdeki anti-demokratik uygulamaların son bulması için ve daha 18 yaşına bile basmayan çocuklar gelecekleri için Türkiye’nin neredeyse 81 ilinde meydanlara çıktı.

Saraçhane protestolarında “gençlik biat etmez!” yazılı döviz taşıyan protestocu. Fotoğraf: Serhıldan Hülakü, 21 Mart 2025

DEMOKRASI ALANINDA NE YAZIK Kİ CİNSİYETÇİ KÜFÜRLER, DÖVİZLER VE IRKÇI SLOGANLAR EKSİK OLMADI

Elbette, meydanlara çıkan gruplar arasında farklı ideolojilere sahip birçok insan bulunuyordu. Burada gözlemlediğim en çirkin şey, kendisini milliyetçi olarak tanımlayan çoğunluğu genç protestocuların cinsiyetçi pankartlar açmasıydı.

Bakınız: Evrim Kepenek, “Küfür etmeden de öfkeyi dile getirmek mümkün” bianet, 2025

Cinsiyetçi pankartlarının yanı sıra ırkçı pankartların açılması ve miting alanında DEM Partisi’nin istenmemesi algısının yayılması, sosyal medyada o günlerde en çok konuşulan konulardan biriydi. Nitekim, DEM Parti tarihi bir sorumluluk üstlenerek Özgür Özel’in çağrısından bir gün sonra Saraçhane’yi dolduracaklarını söylediler. 

Bu çağrıdan sonra, parti flamasıyla görmediğimiz Kürtler Saraçhane’de demokrasi mücadelesine katıldı ve burada Recep Tayyip Erdoğan’ın rejimine karşı demokrasi isteyen diğer eylemcilerle bir araya geldiler.

GENÇLER SARAÇHANE’DE SÖZ ALDI

Her şeyin fitilinin ateşlendiği İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde öğrenciler yine bir araya geldi. Polis artık yürüyüşlere müdahale etmiyor, adeta daha sonra insanları tutuklayabilmek için sadece izliyordu. İstanbul’dan Saraçhane’ye ulaşan yüzbinlerce kişi her gün burada demokrasi mücadelesine katkı sağlamak için alanı dolduruyordu. 

Özgür Özel ise yaptığı açıklamalarla iktidarı her seferinde yaşanan bu anti-demokratik uygulamalara karşı uyarmaya ve geri adım atmaya çağırıyordu. Aynı gün alandaki öğrencileri temsilen konuşma yapan Emek Gençliği MYK üyesi Selinay Uzuntel, toplanan kalabalığa genel grev ve genel direniş çağrısında bulundu. Selinay Uzuntel daha sonrasında bu ifadeleri sebebiyle gözaltına alınacaktı.

EN SERT MÜDAHALE GÜNLERİNDEN BİRİ: 21 MART 2025

21 Mart Saraçhane’deki protestolar, esnasında en sert müdahalelerin olduğu günlerden biriydi. Aynı gün, Anadolu Ajansı muhabirinin burnu polis müdahalesi sebebiyle kırılmıştı. Burnu kırılan muhabirin haberini, kendi çalışma arkadaşları yapma cesaretini gösteremedi. Gazeteciler sırf burada işlerini yaptıkları için hedef alındı. 

Gazetecilere yakın mesafeden biber gazı sıkıldı ve plastik mermilerin hedefi oldular. Bu gazetecilerden biri de bendim. Çevik kuvvet nasıl işini yapmak için orada toplandıysa, ben de o gün orada işimi yapmak için bulunuyordum. Ancak işimi yapmamın bedeli, gözüme püskürtülen biber gazı ve sırtıma isabet eden plastik mermilerdi.

SABAH TOPLU GÖZALTI HABERLERİYLE UYANDIK

22 Mart 2025 tarihi ilk toplu gözaltı haberlerini aldığımız günlerden biriydi. 22 Mart’ta İzmir’de 176, Ankara’da 23 ve yurt genelinde toplamda 343 kişi o gün şafak baskınlarıyla gözaltına alınmıştı. Anayasal haklarını kullanmak için meydanları dolduran kalabalıklar, “gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet”ten gözaltına alındılar. 

Daha sonra gözaltında işkence ve meydanlardaki orantısız polis müdahalesi sosyal medyada sıkça yer buldu. Ancak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan vatandaşları görmek yerine eylemlerde yaralandığı iddia edilen polislerin yanlarında poz vermekle yetindi. Sosyal medyadaki yayılan videolardaki polis şiddetine ses çıkarmadı.

Aynı gün Ekrem İmamoğlu, Çağlayan’a sevk edildi ve Çağlayan’da onlarca saat süren yargılamalar sonucunda tutukluluğuna hükmedildi. Avukatlar ve gazeteciler Çağlayan’a alınmadı. Çağlayan adeta polis ablukası altındaydı. Avukatlar darp edilenler arasındaydı.

“YA TARAFSIZ OLUN, YA DA BUNDAN SONRA KARŞI TARAFINIZDAYIZ”

Özgür Özel, yayınlayacağı boykot listesinin ilk sinyallerini o gün vermişti. Kendisini göstermeyen veya sözlerini çarpıtan medya kurumlarına “Herkes tarafını bilecek. Ya tarafsız olun, ya da bundan sonra karşı tarafınızdayız.” diyerek rest çekmişti. 

Bu açıklamalardan daha sonra yayınlayacağı boykot listesi ile “iktidara yakın medya kurumlarını” boykota çağırmıştı. O saatlerde, X (önceki adıyla Twitter) üzerinde 700’den fazla hesap, Türkiye’den erişimi engellendi. Bu hesapların arasında, gençlerin örgütlendiği parti gençlik hesapları ve sosyal medya fenomenlerinin hesapları da bulunuyordu. X daha sonra Türkiye’de erişim engellenen 126 hesap için Türkiye’de mahkemeye başvuracağını açıkladı.

EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANDI

Ekrem İmamoğlu’nun savcılıktaki yargılanma işlemleri bitti ve tutuklanarak Silivri (Marmara) Cezaevi’ne gönderildi. Özgür Özel, halkı bir kere daha Saraçhane’ye çağırdı ve yaşanan bu anti-demokratik uygulamaya karşı mücadele çağrısında bulundu. 

O gün belki de bu tarihten çok sonralarda ödül alacak olan o meşhur polis barikatı önünde gaz yiyen semazen fotoğrafı Reuters’tan foto muhabir Ümit Bektaş tarafından çekildi. 23 Mart, polisin orantısız şiddetinin en had safhalarda olduğu günlerden biriydi. Öyle ki, eylemciler alandan kaçarken ayakkabılarının teklerini dahi alamamış ve İBB Saraçhane binasının önü adeta isimsiz bir sergiye dönüşmüştü.

GAZETECİLER İŞLERİNİ YAPTIKLARI İÇİN GÖZALTINA ALINDI

Sabahın erken saatlerinde gazetecilere polis şiddetini belgeledikleri için operasyon düzenlendi. Burada sayısının önce yedi, sonrasında 11 olduğu belirtilen gazeteciler gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında yer alan Now Haber muhabiri Ali Onur Tosun, serbest bırakıldıktan sonra yaşadıklarını şu sözlerle Now Haber’de canlı yayında aktarmıştı:

“Kapıyı çaldıklarında bana ‘Neden uyanıksın, bizi mi bekliyordun?’ dediler. Ben yayına gideceğim, gazeteciyim dedim. Bu cevabı hiç beklemiyorlardı.”

“BİZ SİYASET DEĞİL, KAHVE YAPIYORUZ”

Özgür Özel boykot listesini açıklamış ve iktidara yakınlığı ile bilinen birçok marka ve kurumu boykota davet etmişti. Ancak içlerinden bir marka vardı ki adeta reklamcılık tarihine geçebilecek bir hata yaptı. O marka Espresso Lab’den başkası değildi.

Özgür Özel, “Espresso Lab’dan kahve içmeyin” diyerek vatandaşları boykota çağırdı. Firma ise X hesaplarından yaptıkları açıklamayla “Biz siyaset değil, kahve yapıyoruz” açıklamasında bulundu. 

Bu açıklama sosyal medya kullanıcılarının adeta diline düştü. Daha önce de iktidara yakınlığı ile ilgili iddialar zincir kahveci hakkında birçok fotoğraf yeniden servis edildi ve Espresso Lab adeta tiye alındı. Bu açıklamalardan birkaç gün sonra (28 Mart), Espresso Lab X hesaplarını kapatmak durumunda kaldı.

Espresso Lab’in boykota ilişkin açıklaması.

GAZETECİLER ÖNCE SERBEST BIRAKILDI, SONRA TUTUKLANDI

Görevlerini yaptıkları için gözaltına alınan gazeteciler önce serbest bırakıldı, sonra ani bir karar değişikliği ile hızlıca tutuklandılar. MLSA, TGS ve DİSK Basın-İş gibi kurumlar, hukuksuz karara karşı mücadele etti ve gözaltına alınan gazeteciler birer birer serbest bırakılmaya başlandı. 

Ancak aynı gün üniversite öğrencilerine karşı şafak operasyonları düzenlenmeye başlandı ve aralarında Saraçhane’de konuşma yapan Emek Gençliği MYK üyesi Selinay Uzuntel ve Emek Gençliği üyesi Berkant Tatlı tutuklandı. Polisin insanlık dışı müdahaleleri sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bu konuda tek bir kelime dahi etmemesi, adeta halka karşı uygulanan bu işkenceyi onaylar nitelikte olduğunu düşündürdü.

CHP’nin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstereceği Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu hâlâ devam ediyor.

Paylaş
Yazar:
Serhıldan Hülakü -

siyahdergi.com imtiyaz sahibi ve editörü olan Serhıldan Hülakü, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Çeşitli web sitelerine ve kendi sosyal ağlarına içerik üreten Hülakü, gazetecilik ve medya alanında çeşitli gazetelerde çalıştı. Şu anda Siyah Dergi için içerik üretiyor, üyelerine eğitim veriyor."Vesikalık" adında bir de kitabı bulunuyor.

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

İlgili içerikler
Toplumsal

İzmir’de neler oluyor? İzmir’de işçi grevi 6. gününde sürüyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı işçiler, ücret eşitsizliği ve düşük zam tekliflerine karşı...

Yarım sandviç deneyi sahnesi, Adolescence
FelsefeToplumsal

Yarım Sandviç Deneyi nedir?

“Yarım Sandviç Deneyi”, bireylerin otorite figürlerine karşı tutumlarını ölçmek için kullanılan psikolojik...

Toplumsal

Boğaziçi Üniversitesi protestoları beşinci yılında

Boğaziçi Üniversitesi’nde dört yıldır süren yönetim krizi, öğrenciler ve akademisyenler üzerinde büyük...

Kadın olmak. / Artboard
Toplumsal

2025’te kadın olmak nedir?

Cinsiyete göre ayrım yapmak tabii ki doğru değil, fakat bir kadın olarak...