İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı işçiler, ücret eşitsizliği ve düşük zam tekliflerine karşı başlattıkları grevi sürdürüyor. Grev, şehrin temel hizmetlerini durma noktasına getirdi.
İzmir’de belediye işçileri, 29 Mayıs 2025’te başlattıkları grevin beşinci gününde kararlılıkla mücadele ediyor. İZENERJİ, İZELMAN ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın önderliğinde eşit işe eşit ücret ve adil zam talepleriyle iş bırakma eylemi başlattı. Grev, İzmir’in pek çok temel belediye hizmetini aksatırken, işçilerin talepleri ve mücadelesi kamuoyunun gündeminde yer buluyor.

İŞÇİLERİN TALEPLERİ VE BELEDİYENİN TEKLİFİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı çalışan işçilerin greve gitmelerindeki temel nedenlerden biri, ücret adaletsizliğinin devam etmesi. İşçiler, farklı belediye iştiraklerinde çalışan işçiler arasındaki ücret farkının yüzde 52’lere kadar çıktığını belirterek, bu eşitsizliğin ortadan kaldırılmasını istiyor. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası işçilerin taleplerini; eşit işe eşit ücret, yoksulluk sınırına uygun maaşlar ve enflasyon farklarının ödenmesi olarak sıralıyor.
Belediye yönetimi, işçilere yüzde 29.16 oranında zam teklif etti. Bu teklif, işçilerin günlük brüt ücretlerini 1161 liradan 1450 liraya çıkarıyor. Ancak işçiler, Belediye-İş Sendikası’nın İZDOĞA için imzaladığı sözleşmede belirlenen günlük brüt 1740 liralık ücrete ulaşmayı hedefliyor. İşçiler ayrıca, belediyenin bu teklifin içine çeşitli sosyal hakları da dahil ederek tabloyu olduğundan daha cazip göstermeye çalıştığını savunuyor.
Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin verilerine göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 81 bin 599 lira olarak belirlenirken, işçilere teklif edilen maaşların bu sınırın yarısından bile az olduğunu dile getiriyorlar. İşçilerin bu koşullarda geçimlerini sağlamakta zorlandıkları, bu nedenle hak mücadelesine mecbur kaldıkları belirtiliyor.

GREV HAKKI VE KAMUOYU TEPKİSİ
Türkiye’de grev hakkı, Anayasa ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile güvence altına alınmış durumda. Bu kanunlar, işçilerin greve katılmaları nedeniyle işten çıkarılamayacağını, yerlerine geçici veya sürekli işçi alınamayacağını hükme bağlamış durumda. Ancak İzmir’deki grevde, işçiler hem sosyal medyada hem de bazı siyasi kesimler tarafından hedef gösterildiklerini ifade ediyor.
Grev, İzmir’in günlük yaşamında önemli aksamalara neden oluyor. Temizlik, ulaşım, park ve bahçe düzenlemesi, kreş, aşevi ve otopark gibi temel hizmetlerin aksaması, şehirde gündelik yaşamı zorlaştırdı. Ancak işçiler, taleplerinin yalnızca kendi yaşam koşullarını iyileştirmekle kalmayacağını, aynı zamanda belediye hizmetlerinin de daha verimli ve kaliteli hale geleceğini savunuyor.
Bir yandan belediye yönetimiyle müzakereler sürerken, diğer yandan grev İzmir halkında da farklı tepkilere neden oluyor. Bazı vatandaşlar işçilerin taleplerine hak verirken, bazıları grevin hizmetlerdeki aksamalara yol açmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Ancak uzmanlar, işçilerin yasal haklarını kullanarak daha iyi koşullar talep etmesinin toplumsal ve ekonomik adalet açısından önemini vurguluyor.
Yorum yaz