Eylül Ayı Kitap Önerileri

Eylül Ayı Kitap Önerileri

Bu ay size insanlardan kaçarken kendi içine dönen, insanlığı ve kendini sorgulatan, içimizde ki bazı keşiflerimizi tamamlatacak bir kitap listesi hazırladım. Bazen hayatımızda kendimize kaçtığımız dönemlerde kitaplar bize yol gösterir. Tıpkı bir pusula gibi hayatımızı şekillendirir. Kendinizi kaybettiğiniz noktada kitapları bulmanız dileğimle.

 

Halil Cibran-Ermiş

Orhan Pamuk-Kırmızı Saçlı Kadın

Sabahattin Ali-İçimizdeki Şeytan

Stefan Zweig-Olağanüstü Bir Gece

 

Halil Cibran – Ermiş

Halil Cibran kendini sorgulatan bu kitabında kendini şu şekilde anlatmaktadır;

‘’Dostunuz zihninden geçenleri söylediği zaman, ne kafanızda ki ’’hayırdan’’ korkar ne de ‘’evet’’ cevabını saklarsınız. Ve o sessiz kaldığında kalbiniz onun kalbini dinlemekten geri durmaz. Dostluk içerisindeki tüm düşünceler, arzular ve beklentiler söze gerek olmayan bir neşeyle doğar ve paylaşılır.

Dostunuzdan ayrıldığınız zaman üzülmezsiniz. Zira ona dair en çok sevdiğiniz şey, onun yokluğunda belli olur, dağcıya dağın aşağıdan net gözükmesi gibi. Dostluğun, ruhunuzu zenginleştirmekten başka bir amacı olmasına izin vermeyin.’’

‘’Boşluklarda uçması için bırakılan kuştur düşünce, kelimelerin kafesindeyken kanatlarını açsa bile uçamaz.’’

‘’Acı kavrayışınızın etrafındaki kabuğu parçalayandır. Meyvenin çekirdeği kırılmak zorunda olsa dahi, özü güneşin altında durabilir ve bu yüzden sizinde acıyı tanımanız gerekir.

Kalbiniz, hayatınızda her gün gerçekleşen mucizelere meraklı olabilseydi, tıpkı sevinçleriniz gibi acılarınızın da muhteşem olduğunu görürdünüz. Tarlalarınıza peşi sıra vuran mevsimler gibi kabul ederdiniz, kalbinizden geçip giden mevsimleri de. Ve kederinizin getirdiği kışları huzur içinde izlerdiniz.

Yaşadığınız acıların çoğu kendi seçimlerinizin sonucudur.’’

Kitapları Amazon‘dan Amazon Prime ile ücretsiz ve hızlı kargo ile edinebilirsiniz. Amazon Prime ile ilgili bir başka yazımızı okumak ve bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

 

Orhan Pamuk – Kırmızı Saçlı Kadın

Orhan pamuk bu kitabında ilk aşkın sonuçlarını, kararsızlıklarını, yaşadığımız pişmanlıkları ve hayatımıza getirdiği şeyleri anlatmaktır.

‘’İlk aşk deneyimi bütün bir hayatı belirler mi?

Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür?

Eski İstanbul zamanlarında gelenek usulle kuyu kazan usta ve çırağı cemin yaşadıklarını anlatmaktadır. Kasabanın hemen dışında ki çadırda esrarengiz bir oyuncu kadın eski masalları anlatır. Cem bir lokanta da bu kadını görür ve aşık olur. Kendinden yaşça büyük olmasına rağmen tutulur. Her gün tekrar o kadını görmek ümidiyle lokantanın önünden geçer. Gitgide aşık olmaya başlamıştır. Bir gün tekrar görür ve tanışmak için elinden ne geliyorsa yapar. Kendini aşık ettiren bu kadınla aşk yaşamaya başlar. Bir gün kasabayı terk etmek zorunda kalır ve yıllar sonra o kadından çocuğu olduğunu öğrenir.

 

Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan

Sabahattin Ali bu kitabında aslında iyi ve kötü insanın içimizde olduğu bunun seçimini bizim yaptığımızı anlatmaktadır.

‘Hayat dediğin başka nedir zaten? Ben şuna inanıyorum ki, iç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız. Her hadisenin insanı eğlendirecek bir tarafı vardır.’’

‘’Çok gülmenin arkası ağlamaktır.’’

‘’Asıl iyilik tanımadıklarımıza yaptığımız iyiliktir; halbuki biz bütün hüsnüniyetimizi dostlarımıza saklayıp bunların dışında kalanları bir çırpıda ve kısa bir hükümle fena addediyoruz!..’’

 

Stefan Zweig – Olağanüstü Bir Gece

Stefan Zweig heyecan yaratan bu kitabında başına gelen ilginç olayı şu şekilde dile getirmektedir;

‘’Başıma gelen bu tuhaf şeyi nasıl anlatabilirim ki? Öyle tarif edilemez, öyle şaşırtıcı ki ama yine de hafızamın hiçbir şekilde yanılmadığından da eminim. O kısacık süre içinde her bir duygumu, dürtümü net bir şekilde hatırlıyorum. Otuz beş yıllık hayatımda yaşadığım diğer olaylar bu kadar canlı değil.’’

 

 

Erich Fromm – Sevme Sanatı

Erich Fromm bu kitabında sevmenin psikolojik ve temelini anlatmaya çalışıyor. Aslında sevmenin sadece yüzeysel değil derinine inmemiz gerektiğinden bahsediyor.

‘’Eğer bir insana salt bakacak olursam bizi birbirimizden ayıran farklılıkları görürüm. Ama özüne işlersem, özdeşliğimizi, kardeş olma gerçekliğimizi görürüm.’’

‘’Bir insanı tanımadan onu saymak olanaksızdır. İlgi ve saygı eğer bilgi tarafından yönlendirilmezse kör kalır. Eğer ilgi bilgiyi doğurmamışsa boştur. Bilginin birçok katları vardır, sevginin bir görüntüsü olan bilgi dışta kalmaz, öze işler. Bu bilgiyi ancak, kendime gösterdiğim ilgiyi diğer insanları oldukları gibi görmeye çevirdiğim zaman kazanmak mümkündür.’’

 

 

Hira Saliha Calip
Hira Saliha Calip

İnsanın düşleri nasıl kendi gerçeğinden doğuyorsa kendi gerçeğinde gerçekleşmeli.

Articles: 11

Leave a Reply